Kapatın gözlerinizi ve sadece gitmek istediğiniz bir şehir hayal edin. Farz edinki Alaaddin'in sihirli cin'i bugün sizin için iş başında ve sizi istediğiniz yere uçurmaya hazır. Haydi ne duruyorsunuz, biran önce bir yer söyleyin.
Tamam tamam derin bir nefes alın, cin falan yok! hayalinizdeki şehre öyle pat diye ışınlanmayacaksınız da. Ne zor değil mi, hayatın akışına öyle bir kaptırmışızki kendimizi biranda ani bir soru gelince o hep hayalini kurduğumuz, gitmek istediğimiz şehirlerden birinin bile adını ilk dakika da söyleyemiyoruz. Ne istediğimizi de pek bilmez olduk gerçi.
Nedir kafamızı bu kadar yoran, bir telaş hali içinde bir yerlere yetişme çabamız niye? Günlük hayata kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki, bizim hayaller falan yalan oluyor. Gün içinde hatta gece yatarken bile bir sonraki günün ya da geleceğin planını yapmaktan, herşeyi sorun olarak görüp daha da içinden çıkılmaz hale getirmekten, tüm o masalsı dünyadan kopuyoruz.
Önerim mi ne, hiç değilse bazen şöyle bir sakince oturup 10 dk güzel ve pozitif şeyler düşünmeye çalışmak. Her gün olmasa da bırakalım Alaaddin'in sihirli cini bize ara sıra uğrasın.
Ne kadar güzel özetlemişsin olayı Şive'cim bu kadar olur yani..
YanıtlaSiltesekkurler Selin'cim:)
SilSuper yazmissin yine Sive'cim...burada begendim tusu neden yok acaba:))
YanıtlaSiltesekkur ederim. Hemen araştırıyorum beğendim tuşunu:)sevgiler
Sil