Etiketler

21 Mayıs 2013 Salı

Kendinizi İyi Hissetmenin 20 Yolu




Eminim herkes için farklı yöntemler ve sıralamalar vardır, benimkiler ekte...

  1. Kendizi Sevin: Önce kendiniz, herşey kendinizi sevmek ve olduğunuz gibi mutlu olmakla başlıyor. Siz kendinizi ne kadar sever ve sayarsanız etfanızından da aynı yansımayı görürsünüz.
  2. Ailenizi ve sevdiğinizi arayın:  Hayatta en güvendiğiniz kişilerle; bu anneniz, babanız, anneanneniz ya da sevgiliniz/eşiniz olabilir, iletişimde olun. Gün içinde güvendiğiniz insanlarla konuşmak size iyi gelecektir.
  3. Dua edin ya da meditasyon yapın: Egonuza biraz olsun sizİ yalnız bırakmasını söyleyin, sadece kendinize odaklanın ve içinize dönün.  Konsantre birşekilde dua ederken ya da meditasyon yaparken dış dünya ile olan iletişiminize biraz ara vermiş olursunuz.
  4. Haftada 3 gün spor yapın: Sağlıklı bir beden için spor yapın. İnanın bana hastalıklar sizden uzak olacak.
  5. Yapılacaklar listesi: Her sene başında kendinize yeni hedefler koyun ve ara ara ne durumda olduğunuzu kontrol edin.
  6. Gülümseyin: Bu dünyadaki en güzel makyajdır. Hem etrafınıza hem de kendinize pozitif enerjinizi yansıtın. İçinizde geliyorsa kahkaha atmaktan çekinmeyin.
  7. Su için: Bol bol su için. Güne başlarken birşey yemeden önce  koca bir bardak su için. Cildinizin ne kadar güzelleştiğini göreceksiniz.
  8. Derin nefes alın: Doğru nefes alma tekniklerini öğrenin. Doğru nefes bedeninizdeki tüm hasas noktalara iyi gelecektir Gün içinde derin nefes almayı kendinize hatırlatın ve bunu alışkanlık haline getirin.
  9. Yeni bir  hobi edinin: Mesela blog yazınJ, dans, fotoğraf, metin yazarlığı… Liste sizin, içinizden ne geliyorsa deneyin, sonunda mutlaka birinin tam da sizlik olduğunu fark edeceksiniz.
  10. Empati yapın: Dünyaya başkalarının gözlüklerinden de bakmayı öğrenin. Sürekli eleştirmek yerine biraz daha anlayışlı olmanızı sağlayacaktır. Size yapılmasından hoşlanmadığınız bir davranışı siz de karşı tarafa yapmayın.
  11. Hayır demeyi öğrenin: Her zaman evet diyerek başarıya ulaşacağını sananlar çok yanılıyorlar. Durum gerçekten hayır demeyi gerektiriyorsa basitçe hayır diyebilmelisiniz. Pratik yapıldıkça kolay öğreniliyor
  12. Notlar yazın: Annem yıllarca yaptı ve bende de bir alışkanlık haline geldi. Sevdiğiniz kişilere onları mutlu edecek küçük notlar bırakın. Herkesin sevildiğini ve önemsendiğini bilmeye hakkı var.
  13. Seyehat edin: Bunu birinci madde olarak mı yazmalıydım acaba? Uçakta mı doğdum acaba diye ara ara anneme sormuyor değilim. Bir insan bu kadar seyehat etmeyi sever mi? Yeni kültürler öğrenin, yeni tatlar keşfedin. Zaman ve bütçe buldukça seyehate çıkın.
  14. Kitap okuyun: Özellikle gerçek hayat hikayelerinden oluşan otobiyografiler okuyarak farklı kişilerin hayata bakışı konusunda fikir sahibi olarak kendiniz için çıkarımlar yapabilirsiniz.
  15. Zamanı iyi Yönetin: Bunu ne yapıp edin öğrenin. Planlı programlı olmanın hiçbir zararı yok, inanın bana kendinize daha çok zaman ayırabiliyorsunuz
  16. Saygı: Herkese karşı saygı duymayı öğrenin. Yaş olarak sizden küçük ya da büyük olmasının bir önemi yok.
  17. Hayvanları ve doğayı sevin: Size herzaman pozitif enerji vereceğine eminim.
  18. Soru sorun: Kendinize ara ara da olsa sorular sorun. Hayat koşuşturması içinde o kadar kendimizi unutuyoruz ki bazen zevk aldığımız şeyleri bile es geçiyoruz. Kısaca olumlama yapın, gerektiği yerde ise kendinizi eleştirin.
  19. Hayal kurun: Hayellerin olmadığı bir dünya düşünemiyorum. Sizi yaşama bağlar ve içinizdeki yaşam sevincini dinamik tutar.
  20. Akışına bırakın: Bazen sadece akışına bırakmak gerek. Zorlamak yerine hayatın size hazırladığı sürprizlere kucak açın. Bu sürpizler zaman zaman olumsuz gibi görünsede sonradan şükredeceğiniz durumlar doğurabilir.








16 Mayıs 2013 Perşembe

Dondurma Sezonu Açıldı

Bahar ve yaz aylarının vazgeçilmez lezzeti Dondurma. Sevmeyen var mıdır bilmem, ben şimdiye kadar yemeyen bir kişiye rastladım onun da süte alerjisi var bu nedenle sadece sorbe tarzı dondurmaları yiyebiliyor ama gün sonunda o bile ısrarla yiyiyor.

Eskiden Bağdat Caddesinde bir iki dondurmacı varken şimdi İtalyanı, Türkü, Bodrum'lusu, Bostancı'lısı hepsi bir dükkan açtı neredeyse. İtalyan dondurmalarını biraz fazla şekerli ve yumuşak buluyorum o nedenle hangi birini denediysem çok da bayıldım diyemem. Herkesin dordurma sevdası başkadır, ben kişisel olarak biraz daha sert dondurma lezzetlerinden hoşlanıyorum. 

Bu yaz beni Bağdat caddesinde mutlu eden haberlerden biri Bostancı'da bulunan Dondurmacı Yaşar Usta'nın tam da evimin karşısına açılmış olması. Yaşar Usta'nın diğer dondurmacılardan farkı klasik sütlü ya da maraş üsülü dondurma değil de harika sorbe lezzetleri sunuyor olması. İnanın bana lüks restaurantlarda ara sıcaktan ana yemeğe geçerken servis edilen hem bir önce yediğinizi bastırmak hemde ağzınızdaki tadı nötürlemek adına sunulan sorbelerden bile güzel. Üstelik topu 1.5 TL. Oldukça farklı tatlar var; kırmızı erikli, tahinli, tarçınlı, beyaz dutlu, incirli ve beyaz çikolatalı. Çilek, şeftali, kavun gibi klasik olmuş lezzetleri saymıyorum dikkat ederseniz. 

Diğer ikinci güzel haber ise yıllardır Bodrum'da ne zaman Bitez'e gitsem ve tıka basa dolu bile olsam bir top yemeden geçmediğim Bitez Dondurmacısı, gerçi artık Bodrum Marina'ya da açıldı, Bitez'e gitmeyi beklemeye gerek kalmadı sıcak Bodrum günlerinde. Neyse konumuza geri gelirsek Bitez Dondurmacı Şaşkınbakkal'da Nezih Kırtasiyeyi geçer geçmez alt pasajın oraya açıldı, geçen hafta onu da denedim, tat ve çeşitler Bodrum'dakinin aynı. Hala Balbadem ve Kanyak'lı dondurması favorim. Cevizli ve damla sakızlı'yı da denemenizi öneririm. Balbadem ve cevizlide malzeme oldukça bol, sanırım çekici yapan kısımlarından biri de o. Bitez Dondurma'nın da topu 2TL.
Eskiden hatırlayanlar vardır mutlaka, benim çocukluğumda Suadiye'de ve Caddebostan'da Hacıbey vardı, öyle bir şamfıstıklı dondurması vardı ki, fıstıktan dondurmanın süt tadını almak mümkün olmazdı. Belki biraz abartılı yazdım ama kısaca malzemenin hakkını verirlerdi. İşte Bitez dondurmanında malzeme kalitesi aynı böyle.

Şimdi geriye hangi lezziz dondurmacı kaldı caddeye açılmasını beklediğimiz bilin bakalım, neyse ben dayanamayıp söyleyeceğim galiba. Tabiki Moda'daki meşhur Ali Usta...

Bol dondurmalı bir yaz olsun. Hem kalorisi az hem de seçenek çok. 

 

14 Mayıs 2013 Salı

Bahar Temizliği




Hala Bahar Temizligi için ne bekliyorsunuz?

Geçenlerde bir yazı okudum ve ondan esinlendim desem yalan olmaz gereksiz herşeyi hayatınızdan çıkartıp atın diyordu, yazının sonu ise bakın ne güzel güneş çıktı diye bitiyordu, o kadar hoşuma gitti ki bende bir bahar temizliği yapayım kendimce dedim, aklıma ilk gelenleri sıraladım. Haydi sizde kendi listenizi yapın ve biran önce etrafınızdaki enerjiyi değiştirin. 
Hazır bahar geldi,  doğa bize her gün bir armağan gibi güneşi sunmakta, bize de kendi tozlanmış enerjimizden kurtulup silkelenmek kalıyor.

Aklıma ilk gelen herşeyi aşağıda yazıyorum, bakın görün önümüzdeki sene listenıiz ne kadar kısa olacak;
  • Eskimemiş ama ya tekrar moda olursa diye sakladığınız kıyafet ve ayakkabılarınızı
  • Kenarı hafif çatlamış tabak ve bardaklarınızı
  • Ofis masanızın üzerinde duran tonlarca yılbaşı, bayram ve tebrik kartını, kullanmadığınız kağıtları, ucu bitmiş kalemleri, kartvizitleri
  • Adınıza yollanmış ve hatıra olarak kurutup sakladığınız çiçekleri
  • Zayıflayınca ya da kilo alınca giyerim dediğiniz herşeyi
  • Çizilmiş teflon tencerelerinizi
  • Bir daha geri dönüp bakmayacağınız kitaplarınızı ve defterlerinizi
  • Biriken diyet listelerinizi
  • Antika olur diye beklediğiniz ama aslında hiç sevmediğiniz dekoratif eşyalarınızı
  • Arşive attığınız ve hiç okumadığınız maillerinizi
  • Evde artık askı olarak kullandığınız koşu bandı ya da bisikletinizi
  • Tamire yollarım diye beklettiğiniz bütün elektronik eşyaları
  • Ucu hafif kaçmış ya da erimiş çoraplarınızı
  • Şisenin dibinde kalan bir gün gelir içilir diye beklettiğiniz içki şişelerinizi
  • Tarihi geçmiş tüm ilaçları
  • Bozuk TV kumandalarınızı, şarj aletlerinizi
  • Dolabin dibine ya da bazanıza iteleyip çoktan unuttuğunuz eşyalarınızı
Evet haydi ne duruyorsunuz yarından tezi yok başlayın, görürsünüz bakın atmaya doyamayacaksınız...

Diğer yandan aman zarar gelmesin  ya da özel günlerde kullanırım diye bir kenara ayırdığınız  eşyalarınızı gözünüzün önüne çıkarın ve hemen  kullanmaya başlayın. Kısaca günü yakalayın, bugün sizin yarın ise meçhul. Hazır sağlıklı iken herşeyin tadını sonuna kadar çıkararak yaşayın.  Herkese verimli bir bahar temizliği dilerim.



13 Mayıs 2013 Pazartesi

Hayat bir sahne mi?



Hani derler ya yaşam bir sahne ve bizler de sadece rollerimizi oynamaya geldik. Sahne olması belki birçok kişinin neden bukadar sahte olabildiğini tek seferde açıklıyor aslında, hem de çok derin düşünmeye gerek kalmadan.
Ee be kardeşim tamam dedilerki hayat bir sahne ve sende rolünü oynuyorsun ama bu kadar gitgelli, iki yüzlü oynamanın anlamı var mı?
Tamam tabanda amaca hizmet ediyorsun ama bir de hiç senin gibi olmayan insanlar var az da empati yapsan fena mı olur. Halbuki gülmek, güldürmek, dürüst ve yalın olmak, hatta bazen zaman zaman gönülden ağlatmak varken.

Çok derin düşünmemek gerekiyor belkide, herkese ilk görüşte 100 puan vermek yerine bırakıcan zaman içinde o toplasın artı puanları, zaten baktın hep ekside ve senin çabanla ilerliyor gerek var mı kendini üzmeye. Herkese ederi kadar demişler ya ne doğru şöylemişler. Bazı atasözlerini dört gözle okuyup can kulağı ile dinlemek gerekiyor. Başına gelmeden önlemini alabilmek için gereksiz insanlara haddinden fazla değeri vermeden önce, kendini izole etmen gerekiyor ki kalbin üst üste kırılmasın. Sonra parçaları birleştirmek çok zor oluyor.

Hayata biraz Mevlana’nın gözünden bakmak lazım. Der ki "Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır, Her Peygamberin verdiği öğüt aynıdır, Sana ayna olan insanı bul". İşte hayatında sana ayna olacak bir kaç kişiyi buldun mu dört elle sarıl, kucakla, sevdiğini söyle, kalbini kırmamaya çalış, kırdın mı hemen gönlünü al, hatta gerekirse özür dile, bu da bir erdemdir. Diğerleri için ise fazla çaba sarf etme, ya sana ayna olacaklardır ya da zamanla hayatının sahnesinden ayrılacaklardır.
Sahneden ayrılanlara ise hiç geri dönüp bakma, iyi kötü hayatındaki amaçlarını tamamlayıp senden kopmuşlardır. Bunun için şükür ve dua et.
Hayatınızda size ayna olacak insanlarla karşılaşmanız dileği ile...



Ponte Restaurant

Manzara tek kelime ile şahane...
Ponte tamamen tesadüf eseri keşfettiğimiz bir mekan. Bütün bir günü Şişhane'de geçirdiğimiz günün ardından aperatif birşey içerek yorgunluğumuzu atmak adına daha önce gitmediğimiz ve güzel manzaralı bir yer aradık. Düşün düşün aklımıza gelmeyince dedik ki en kötü Mid Point var, arka masalardan da şehrin güzelliğini izlemek mümkün olur. Tam Mid-Point'e doğru yürürken Ponte çıktı karşımıza. Beyoğlu İş Merkezinin pasajından girerek asansöre biniyorsunuz ve 7'inci katta Ponte'ye ulaşıyorsunuz. Mekan 2 katlı, hem kapalı oturma alanı hem de terası var. O Cumartesi tam bir bahar akşamı olduğundan biz terasda oturmayı tercih ettik. Aslında henüz terası hizmete açmadıkları için servisin biraz yavaş olacağı konusunda bizi uyardılar ama hem baharın hem de manzaranın keyfine varmak için değer dedik. Şarap menüleri çok zengin olmasada kırmızıda DLC Oküzgözü'nü listelerinde bulundurmalarına sevindim. Bana göre içimi rahat ve mideyi yormuyor. Yanında birde peynir tabağı söyledik başlangıç olarak, sunumu gerçekten hoşuma gitti. Ortaya birde zeytin ezmeli zeytinyağ servis ettiler ohh değmeyin keyfime. Ana yemek olarak çok da detaya girmemek için makarnalardan seçim yaptık, aman aman tadı damağımda kaldı diyemem ama bu mekandan genel anlamda iyi hizmet aldığımızı düşünüyorum. Bu manzarayı sunan rakiplerine oranla da fiyatlar daha makul. Teras hizmete girdiğinde canlı müzik de olacakmış, yine gidilir derim ben.


Istiklal Caddesi. Beyoğlu İş merkezi. No: 187 Beyoğlu
0212-245-7782

3 Mayıs 2013 Cuma

Çiçek Izgara

Köfte, piyaz ve ayran oldukça sevdiğim bir menü, hem sağlıklı hem de oldukça doyurucu.
Dışarda köfte yemekten çekinen bir insan olarak Çiçek Izgara'yı herkese tavsiye edebilirim.

Eskiden sadece Sultanahmet Köftecisini tercih ederdim ama şimdilerde favorim Çiçek Izgara.
Yağı asla donmuyor, posiyonlar bol, salata büfesi herzaman oldukça temiz, hijyenik ve bol seçenekli. Keyfinize göre tabağınızı dolduruyorsunuz. Ne yazık ki Sultanahmet Köfte birçok şube açtıktan sonra eski kalitesini kaybetti.
Patates kızartması seviyorsanız, çıtır çıtır taze yağda kızartıyorlar, aklıma gelmişken yazayım dedim.

Çicek Izgara'nın özellikle Küçükyalı sahil şubesi öğlen aralarında ofiste bizim favorimiz. Baharda insanın ofiste durası gelmiyor, Anadolu yakasında sahil yoluna yakın çalışıyorsanız bir öğlen uğrayın derim.

Çay, kahve servisleri ücretsiz, hani havanın keyfini bahçede biraz daha uzun çıkaralım derseniz garsonunuzdan talep edin. Bazen yoğunluktan sormayı unutabiliyorlar.

Buarada köfte demişken sadece tek bir çeşit yok. Izgara köfte, kaşarlı köfte, karışık köfte, pideli köfte, pastırmalı köfte. Neredeyse hepsini denemişliğim var.

Çiçek Izgara'nın tarihçesi 1960'lara dayanıyor, ilk subesi Bursa'da açılmış ve yaklaşık 60 yıldır süre gelen bir aile işletmesi. Çiçek Izgarayı diğerlerinden ayıran özellik köfte hazırlanırken baharat kullanılmıyor olması, nasıl olurda baharatsız lezziz olur diye düşündüğünüzü duyar gibiyim, boğazına düşkün biri iseniz yediğinizde farkı hissedeceksiniz. Burada amaç köftenin tadını ön plana çıkarmak. Piyazın fasulyesi de özel olarak Erzurum'dan geliyormuş. Akşama nereye gitsek diye düşünenler hesaplı, lezzetli ve iyi servis için Çiçek Izgarayı ziyaret edin.

Hurriyet Gazetesi Haberi. Çiçek Izgara 1 numara seçilmiş


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...