Etiketler

31 Ocak 2013 Perşembe

Bistro 33



Caddenin en kalitelisi…
Yıllardır çizgisini, müşteri kitlesini, yemek lezzetlerini ve hatta çalışan elemanlarını bile değiştirmeyen mekan Bistro 33. Kız kıza, ya da çift olarak keyifli vakit geçirip, verdiğimiz paranın hakkını verecek tatlar için caddede nereye gidelim desek aklıma gerçekten ilk gelen yer. Sıkılmadan, her zaman tercih edebileceğim, hep aynı güler yüz ve iyi hizmetle karşılanacağımı bildiğim bir mekan. 60’lı yıllarda şu an Bistro 33’ün bulunduğu yerde bulunan Club 33 annemlerin gençliğinde sıklıkla gittikleri popüler bir yermiş, kan çekiyor olabilir mi? 
Ortam biraz rustik, loş ışık, taş duvarlar ve tahta masalardan oluşuyor. İlk girişte misafir bekleme koltuğunun tam karşısında insanı içine çeken bir şömine var. Kışın oldukça hoş bir ambiyans yaratıyor. Bar kısmı da farklı kokteyller denemek, iş çıkışı ya da hafta sonları ayak üstü sohbet etmeyi sevenler için ideal.
Mekanı bol bol anlattım menüye gelirsek özellikle yemeği tercih ettiğim rokalı soğanlı et, gorgonzola soslu biftek, porçini mantarlı dana eskalop, ızgara somon ya da kalamar salata benim favorilerim. Tatlı da ise profiterol ve meyveli milföy aşkı için arada kendinize izin vermelisiniz diye düşünüyorum.
Özellikle Cuma ve Cumartesi akşamları müziğin sesi diğer günlere oranla biraz daha yüksek, ara ara yabancı ara ara da eski Ajda, Sezen, Erol Evgin tarzı şarkıları dinlemenin keyfi ayrı.
2 kişi 1 şise sarap ve 2 et tercih ederseniz ortalamada 150 TL’ye çıkabilirisiniz. Salata ya da başlangıç tercihiniz olur ve içki içmez iseniz 2 kişi için bu fiyat 70TL’ye kadar düşebilir. Sigara içenler için bahçesi oldukça ferah, özellikle kışın genellikle insanlar soğuktan şikayet edip dışarda oturamıyorlar, buradaki ısıtma oldukça ideal.
Cadde üstünde bulunan birçok mekanda geleni geçeni izlemekten karşınızdaki ile sohbeti kaçırıyorsunuz, ya da tüm masalar o kadar dip dibeki bir zaman sonra neredeyse ortak sohbet edecek gibi oluyorsunuz, Bistro’da ise öyle bir sorun yok.  Derlerya nevi şahsına münhasır, kişiselleştirsem en iyi böyle anlatabilirim.
Yeni şubelerini geçen sene Ataşehir Palladium’un içinde açtılar. Menü ve lezzetler aynı, caddeye ek olarak birde parti odası var. Özel günlerinizde doğum günü, parti vs gibi orayı kapatmak mümkün olabilir. Buarada unutmadan cadde de vale hizmeti de var.
Bağdat Caddesi, Zincirliköşk Sok. Erenköy/İstanbul
T:0216-478-6550 / 0216-478-6552


*******************************************************************************
Best Cafe on Bagdat Street...

If it will be your first visit try to go there on Friday or Saturday night after 08:00 PM to enjoy the good music. There is also open air sitting area, with the heating system for winter time. 
The food is delicious, some suggestions can be:
artichoke cocktail with avocado, braised, stuffed leaves of chard, prawn brushetta, steak with rocket & onion ( that's my favorite). Various kind of wines and cocktails in the menu so you may choose according to your taste.
All my foreign friends enjoy the place, hope you'll too.

 

24 Ocak 2013 Perşembe

Resolution Outcomes


Last year when I started writing this blog my first article was my 2012 resolutions. If you are interested let’s see the things I have checkmark forJ

1.       Stay awake & glamorous for life
    • This is not valid for only 1 year. I will keep this as a reminder for all my life.
2.       Try to catch more positive things/people beside
    • Eliminate people that really give you negative energy. If you can’t, try to disregard them. They sometimes don’t feel but you’ll always know that they don’t mean for you anymore.
3.       Take care of your body (Stay healthy & fit, workout regularly)
    • I am running in the open air in spring & summer time and attending Pilates classes during winter & fall. It helps to keep your body fit without any special diet program.
4.       Less TV, more music & books. (DVDs are always acceptable)
    • I can say no TV at all. Only for DVDs comment still valid for 2013. Every book I read I am trying to summarize in the blog. Hoops can’t stop reading.
5.       Always be in touch with the people you care
    • Try to spare time for everyone I love. Sorry if I miss anybody last yearJ
6.       Talk to grandma - "She makes my day"
    • Wish she lives with me all lifelong. She really is my wise women.
7.       Love, love & love. Open your heart to someone and let him see what’s really in you
    • If you really believe in it, miracle happens same as your dreams.
8.       Drink a good wine whenever you feel like it worth’s to celebrate :)
    • It is good to find a reason to celebrate.
9.       Avoid repeating the same mistakes
    • Trying my best…
10.    Travel at least 2 cities that you have never visited
    • I was at Belgium, Santorini, Kos, Salonika & Athens this year. Beat my goal already.
11.    Shoot more photos for good memories
    • Some people are really bored of me taking pictures:), but I still like to immortalize moments
12.    Say more "I love you" to the people that you want them to know about it
    • I do and I will always do. Hope everyone will understand one day saying “I Love You” doesn’t need to be told only in special moments. Love also means I do Care for You & You are Important to Me…
13.    Achieve something that you really want
    • I better keep it a secret for myselfJ
This is the summary of what I did achieve during 2012 and will continue doing in 2013.
I will think of some additional resolutions for the New Year.
By chance I have the lucky 13!!!


Flamingo Büfe

Çiftehavuzlarda bir döner klasiği...
Yıllardır vazgeçemediğim vazgeçmeyi de hiç düşünmediğim klasik bir yer Flamingo. Eskiden ufacık bir büfe iken şimdilerde iki katlı bir mekan oldu, oturma yeri yine kısıtlı ama eskiye oranla daha az sıra bekliyorsunuz.  En favori yemeğim porsiyon döner ve dürüm döner. Pide ve ekmek içi döner de mevcut ama onlar çok hamurlu olduğu için tercih etmiyorum. Bu tamamen kişisel bir tercih, kötü olduklarından değil yanlış anlaşılmasın.
Gerçekten et yediğinizi hissediyorsunuz, kuyruk yağı, yanık parçalar ya da kıyma kıvamında değil döneri. Bazı yerlerde porsiyon döner istediğinizde dilimlerin önünden bakınca arkası görünüyor ve tabaktaki parçaları kolaylıkla sayıyorsunuz çünkü dişinizin kovuğuna gitmiyor. Haliyle doymadan kalkıyorsunuz sofradan. Burada ise porsiyonlar tam doyurucu ve fiyatını hak eden cinsten. Flamingo’nun lahmacunu da çıtır çıtır. Eve servis de mevcut, daha ne olsun:) 
Döner döner diye konuşurken geçenlerde ben yine ısrarla Flamingo diyordum ama, duyduğum kadarıyla birde Beykoz’da Bayramoğlu Döner varmış, oldukça iyiymiş. Henüz deneme fırsatım olmadı. Karşı taraftan bile gelip yiyen arkadaşlarım olduğuna göre bir şans vermek gerektiğini düşünüyorum. Benden önce giden ya da çoktan denemiş olanlar var ise yorumlarını bekliyorum.
Tel. 0216 355 18 50 
Bağdat Cad. No: 205/c
Çiftehavuzlar, Kadıköy, Istanbul - Asya
**************************************************************
Medium size buffet style doner restaurant in Asian side of Istanbul on Bagdat street. My favorites are meat doner on a plate or in a roll. The prizes are affordable according to the taste and quality. You may also taste Turkish pizza with meat, called "Lahmacun". Better to visit the place during lunch time. Hope you enjoy the taste of a Turkish classic - "Doner".
           

14 Ocak 2013 Pazartesi

Kırıntı



Herşey Moda’da o ufacık kafe’yi keşfetmemizle başladı. Ortaokul yıllarımızdı sanırım en lezzetli hamburger orada diye yolumuz sık sık Moda’ya düşerdi. Aslında 1981 yılında kurulmuş bir işletme Kırıntı. İlk dükkanını Moda’da açtıktan sonra Bağdat Caddesi Erenköy şubesi, Nişantası ve ardından da Bebek’de şubelerini açtı.
Bağdat caddesi şubesi evimizin tam yanında olduğu için benim ikinci adresim olmuştu ilk açıldığı senelerde.  Yemek çeşitliliği, porsiyon boyutları, lezzet ve fiyat avantajı ile sıklıkla tercih ederdik. Şuan Bebek ve Nişantası subelerini daha sık ziyaret ediyorum diyebilirim.
Yaş ortalaması genellikle 18-45 arası. Daha çok gençler tarafından tercih edildiğinden dolayı dekorasyon dinamik, eğlenceli ve renkli. Hatta web sitesi bile diğer kafe’lerinkinden çok daha farklı.
Kırıntı çorba, etli dürüm ve snitzel sevdiğim yemekler arasında. Lise ve üniversite döneminde o kadar sık giderdik ki neredeyse menüdeki herşeyi denemiş olabiliriz. Şimdilerde ise menüye daha da farklı lezzetler ekleniyor. Yıllardır aynı sunum zenginliğini ve fiyat politikasını koruduğu için takdir ediyorum. Seçenekler herzaman bol, tabaklar iç açıcı ve göz doyurucu. Her zevke hitap eden bir başlangıç, ana yemek ya da tatlı bulmak mümkün. Kırıntıya gidip de aç kalktım diyeyine rastlamadım. Aranızda hala gitmeyeyiniz var ise yolunuzun düştüğü bir şubesine mutlaka uğrayın.

00-90-216-3566468
****************************************************************************

Popular place among youngsters since 1981. Age average between 18 to 45. Casual, fashion style. Enjoy big portion of tasty food with a good choice of beer & wine menu.
4 branches: 2 Anatolian side. On Bagdat street (Erenkoy) & at Moda. 2 in European side. Bebek (Etiler) & Abdi Ipekci street (Nisantasi)
Some suggestions;
Starter: Finger foods can be tasted. Chicken fingers, fried calamari. Main dish: Meat wrap, chicken schnitzel, New York steak. Dessert: Ice cream cups, passion fruit cheesecake. Breakfast plate on the weekends can also be a good choice.

DLC - a Turkish wine brand can be tasted. White wine choices: Moskado, Narince. Red wine: Okuzgozu, Kalecik Karasi, Cabernet Sauvignon or Merlot. Also has rich choice of beer menu & coctails.
Bebek & Nisantasi branches are more touristic. Moda is a hidden jem still for some local people.

 Open between 10:00 AM to 12:00 AM week day & on weekends up to 1:00 AM



13 Ocak 2013 Pazar

Özgürlüğün Elli Tonu



İlk kitapta her şeye rağmen bağlılık yapan, ikinci kitapta katlanılması çok zor ve 3. kitapta ise tamamen teslimiyet duygusu yaratan “Christian Grey” gerçekten elli ton.

Aşkın gücünün tüm engelleri aştığını kanıtlayan sürükleyici bir seri…

Henüz 22 yaşında olmasına rağmen 50 tonu çok iyi yönetmeyi başaran deli dolu Steele. İhtiras, tutku ve sex’in dışında insanı düşündüren bir seri…

3 kitabı birden okuduğunuzda karakterler hayatınızın bir parçası gibi oluyor. 2. ve 3. kitaptaki heyecan ve gerilim dolu olaylar sizi de peşinden sürüklüyor.

Okurken ben olsam ne yapardım diye düşündüren bir seri…

Tüm dünyayı kasıp kavurdu, olumlu olumsuz birçok eleştiri aldı. Beğenilse de beğenilmese de bu kadar medyatik olabildiğine göre bence başarılı bir seri...

 Kitaplar hakkındaki tonum zaten belliJ


12 Ocak 2013 Cumartesi

Selanik & Atina


Hayatımda ilk otobüs ile yurt dışına çıkma şansı 2012’yi 2013’e bağlayan senede nasip oldu. Yılbaşından önce ani bir karar ile İstanbul’da durup da ne yapacağız diyerek Megalo Tur’un Selanik, Atina, Kavala turuna katıldık. İyi ki de katılmışız, yorucu ama çok güzel zaman geçirdik. Gelin size tüm detayları ile seyahatimizi anlatayım.

28 Aralık akşamı saat 20:00de Kadıköy Evlendirme dairesinin önünden tur otobüsümüze bindik. Beşiktaş ve Bakırköy’den diğer yolcuları da aldıktan sonra ver elini Selanik. Sabah erken saatlerde şehre vardık. Geceyi tam anlamıyla uyuyarak geçirdik dersem yalan söylemiş olurum. Sınır kapısından geçerken Türkiye tarafında inip pasaportunuza çıkış damgası bastırmanız gerekiyor. İşin enteresan tarafı Türkiye tarafındaki işlemler Yunanistan tarafına göre daha uzun sürüyor. Kışın böyle bir seyahat düşünüyorsanız kalın giyinmenizi tavsiye ederim. Sınır kapısı başka bir âlem, adeta bir buzhane. Yolculuğunuzun başında  hastalanmak pek de hoş olmaz. Meriç nehrini geçer geçmez 5m ara ile Türk ve Yunan askerlerini görünce duygulanmamaya imkan yok. Onlara bir selam çakarak, sınırdan çıkar çıkmaz Yunan müzikleri eşliğinde  yolumuza devam ediyoruz. Sabahın ilk ışıkları ile Selanik’e varıyoruz. Unutmadan yol üstünde giderken mola verdiğiniz yerde şahane Yunan böreklerinin mutlaka tadına bakın. Sıcacık peynirli ve ıspanaklı olanları tam ağzınıza layık.

Selanik’te ilk durağımız Beyaz Kule (Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılmış)oradan ver elini Selanik Kalesi, buraya çıktığınızda tüm şehir ayaklarınızın altında. Şehir ufak fakat oldukça kolay gezilebilecek şekilde konumlanmış. 1917’deki büyük yangında şehrin 4/3’ü yanmış olmasına rağmen her şey günümüzde yerli yerinde gibi. 1997’de Avrupa kültür başkenti seçilmeyi bile başarmış. Şehirde birbirine paralel 4 ana cadde var. Apartmanların altında sık sık benzin istasyonları görürseniz şaşırmayın, canlı bombanın üzerinde oturuyorlar sanki.

Tura geri dönersek burada görülmesi gereken şeylerden biri Atatürk’ün evi. Pembeye boyalı üç katlı, oldukça mütevazı bir ev. Şuan tadilatta olduğu için içini gezme fırsatımız olmadı ne yazık ki. Binalar neo-klasik tarzda, sahil boyu uzanan kafeleri ve şirin caddeleri ile oldukça sempatik bir şehir Selanik. Buarada bulunan klise ise Istanbul’daki Ayasofya kadar önemli. Şehrin caddelerini gezdikçe kriz bizi mi yoksa Yunanlıları mı vurmuş orası inanın tartışılır sürekli siesta halindeler ve tüm kafeler, sokaklar oldukça kalabalık. Caddelerde dolaşırken bizim memlekette dinlediğimiz melodilerin Yunancası çalınıyor, ellerde rakı yerine uzo'lar, dilediğince deniz ürünü ve Ege Deniz’ini birde bu yakadan seyre dalmak gerçekten huzur verici. Hiç yabancılık çekmeyeceğinize garanti verebilirim.

Otelimiz oldukça merkezi ve her yere yürüme mesafesinde idi. Münferit tur yapacak olanlarda tercih edebilir ‘Astoria otel’i. Akşam her yer gündüze nazaran daha da kalabalık, cadde boyu barlar, dışarı taşan insanlar, müzik neşeniz hep yerinde dolaşıyorsunuz yol boyu. Gittiğimiz balık restaurant’ını kesinlikle tavsiye ederim. “7 Seas”, dekorasyonu, mutfağı ve sunumları ile tek kelimeyle harika. Yemekten çıkışta bir bara gitmek istemeseniz dahi çalan müzikler ve ortam kanınızı kaynatmaya yetecek. Tur programımız yoğun olduğundan dolayı bu güzel şehirde sadece 1 gün ve gece geçirebildik. Baharda ilk fırsatta mutlaka yeniden ziyarete gideceğim. İnanın bana tadı damağımda kaldı. Gece hayatı ise dedikleri kadar renkli.

30 Aralık sabahı erkenden otobüsümüzün hareketi ile bu kez istikamet Atina. Selanik Atina arası yaklaşık 6 saat. Şansımıza turdaki herkes o kadar iyi anlaştı ki Türk Yunan müzikleri eşliğinde şarkı söyleye söyleye zamanın ve yolun nasıl geçtiğini anlamadan vardık Atina’ya.

Atina gerçekten daha şehre girdiğiniz anda hissedebileceğiniz bir tarihe sahip. Roma’dan farklı değildi desem çok da abartmış olmam. Tarihlerine çok iyi sahip çıkan ve onu turistik açıdan da iyi pazarlamayı bilen şehirlerden. Tüm bu tarihi detaylı dolaşmadan önce karnımızı doyurmak için Plaka’da mola verdik. Burası dar sokaklardan oluşan, etrafınızda sardunyalı cumbalı evleri görebileceğiniz, minik dükkânlarla dolu,  irili ufaklı taverna (restaurant)’ların olduğu bir bölge. Menülerine bakarak zevkinize göre herhangi birinde yemek yiyebilirsiniz. Sadece unutmayın ki porsiyonlar kocaman. Ana yemeği 2 kişi paylaşabilirsiniz. İlla öner derseniz de Diogenes ve Psaras restaurantlar güzel.

Yemekten sonraki durağımız Akrapolis müzesi. Burası 100 sütun yardımıyla ayakta duran, oldukça Avrupai bir müze. İçerisi gerçekten de Antik Yunan tarihi ile dolu. Müzeyi gündüz gözü ile gezme şansınız olur ise camlarından Akrapolis’i de görmeniz mümkün. Akrapolis’i ayrıca ziyaret eder iseniz de tüm şehir burada ayaklarınızın altına seriliyor adeta. Buradaki en önemli kalıntı Parthenon. Dünyanın en ünlü arkeolojik kalıntılarından birisi. Akropolis denildiğinde akla ilk gelen tapınaktır. Akro ‘yüksek olan’, polis ise ‘şehir’ anlamlarını taşıyor Yunancada. Bu nedenle de şehrin yer yerinden kafanızı kaldırdığınızda görmeniz mümkün. Müze girişi kişi başı 5 Euro, Akropolis ise 12 Euro.

Syntagma Meydanı; Anayasa Meydanı anlamına gelmekte. Buradaki en önemli yapı Parlamento binası. Askerlerin nöbet değişimine denk gelirseniz izlemenizi öneririm. Ponponlu ayakkabıları ve pilili etekleri ile oldukça ilgi çekiciler.
Kolonaki; Atina’nın gözde semtlerinden. Tasarım butikler, ünlü markalar ve şık kafe ve restaurant’lar bu cadde boyunca sıralanmış. Yanılmıyor isem "City Walk" adındaki pasajın içinde bulunan Pasaji kafe’de bu bölgede. Yemek sunumları tek kelime ile harika, yemek yemeyecekseniz de bir kahve ya da aperatif için mutlaka uğrayın derim.
Monastiraki; bu bölgenin ise en ünlü aktivitesi Pazar günleri kurulan bit pazarları. Neredeyse aradığınız her şey burada bulmanız mümkün.
Ermou; ise kaliteli giyim arayanlar için doğru bir adres olabilir. Alan trafiğe kapalı olduğu için kendinizi alışverişe kaptırırsanız da ezilme tehlikesi yok.
Kotzia Meydanında ise Panathenaic Stadyumunu görmeniz mümkün. 1896’da ilk olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmış.

Alışveriş ve caddeleri gezdikten sonra nasıl eğleneceğiz kısmına gelirseniz akşamları tavernalarda genelde canlı Yunan müziği var. Bu tarzda restaurant’lar genellikle Plaka bölgesinde, tercih size kalmış. Yunanlıların en büyük eğlencesi sanırım tiyatro adım başı bir tiyatroya rastlamanız mümkün. Bu arada strip/dans barlarda çok revaçta sanırım. Yunan halkı erkekleri yaşadıkları krizin stresini burada atıyor olabilir.

Otelimize gelirsek yine oldukça merkezi Hilton oteli bölgesinde bulunan Golden Age otel idi. Taksi ile Syntagma meydanına gitmenin maliyeti 4 euro, isterseniz metro ile de gitmek mümkün. Tur ile gitti iseniz Pire bölgesini de ziyaret edebilirsiniz. Biz bir akşam yemeğimizi bu güzel liman kasabasında yemeği tercih ettik. Balıklar gerçekten taze, restaurantlar sahil boyunda ama salaş, hizmet gerçekten alkışa layık, lezzet ve fiyatlar konusunda yorum yapmama gerek yok sanrım. Yine söylüyorum İstanbul’da bu lezzetler bize gerçekten pahalıya mal oluyor.

31 Aralık akşamı Plaka bölgesinde oranın en meşhur tavernalarından birine gittik. Gece boyu Yunan halk dansları, dansöz, şarkıcı, sirtaki şovlar derken sahne hiç boş kalmadı. Bizde bol bol yerel danslara ve sirtakiye eşlik ettik. Öğretmeye çok meraklı oldukları için bizde seve seve bol uzo’lu ve danslı 2013’e merhaba dedik.

Yılbaşının ertesi günü yine otobüsümüz ile dönüşe geçtik. Tahmin edersiniz ki bu yol kısa sürmedi ama yol üzerinde Kavala ve Komotine (Gümülcine)’yide görme fırsatını yakaladık. Gümülcine’de müslüman çok, 4 adet camii var. Tabakhane camii, Tek Şerifeli Yeni Camii, 2. Abdülhamit’in yaptırdığı saat kulesi, Cuma klisesi gibi farklı tarihi eserleri de bu ufak şehirde görmeniz mümkün.

Dönüş yolumuzda Selanik’in yaklaşık 10 dk ötesinde Kalamaria bölgesinde bir restaurant’a gittik. Öğleden sonra 3 civarı vardık buraya, denizin üzerinde konumlanmış harika bir yer. İnanın turun başından beri en çok yemeği bu restaurant’da yedim. Dur durak bilmeden yemek servis ediyorlar. Neler yediğimizden biraz bahsedersem Buyurdi (güveçte beyaz peynir domates ve soğanı sıcak servis edilmiş hali), Yunan salatası, patlıcan salata, kabak kızartma, deniz ürünlerinden oluşan paella, patates kızartması, Bakalyaro (Mezgit tava), kalamar kızartma ve karışık tatlı tabağı. Bu menünün bize maliyeti kişi başı içki dahil 20 Euro idi. Tavsiye ediyorum demeye gerek yok sanırım.

Megalo tur hafta sonları Selanik Kavala turları düzenliyormuş. Bunlardan birine mutlaka katılarak güzel Selanik ve Kavala’yı doyasıya gezmek istiyorum. Beni kan çekiyor anneannem'in anneannesinin memleketi Selanik olunca...Bahara doğru katılmak isteyen olur ise bekleriz.





10 Ocak 2013 Perşembe

Balıkçı Sabahattin


Özellikle Pazar akşamüstleri gitmekten keyif aldığım bir yer Balıkçı Sabahattin. Leziz mezelerinden balığa yer kalırsa özellikle buğulama yemenizi öneririm. Ne de olsa ızgara balığı her yerde Leziz  Fiyatlar Avrupa yakası isim yapmış sahil  balıkçılarına göre daha uygun. Ortam samimi ve hizmet eden kişiler oldukça güler yüzlü. Kalabalık arkadaş grubuyla gidilesi bir yer. Ara sıcak olarak balıklı börek, fener kavurma ve hamsi şiş değişik olabilir. Zagat’ta da en iyi balıkçılar listesine girmiş bir restaurant. Özellikle turistler tarafından da bilinen ve sevilen bir yer. Hafta sonu gidecek iseniz rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim.

Seyit Hasan Kuyu Sok. No:1 Cankurtaran - Eminönü / İSTANBUL
+90 (212) 458 18 24
*********************************************************************************************
Popular fish restaurant among tourists & highly rated in Zagat. Try not to be full with starters before trying the fresh fish. Roasted eggplant, zucchini in yoghurt, fish salad can be ordered as mezes. The restaurant is casual and the service is good. If you will prefer to go the on the weekends try to make reservation. The outdoor seating on a narrow side street was better. Since the place is situated in Sultanahmet you can also have the chance to visit the authentic part of Istanbul before or after you visit this restaurant.


8 Ocak 2013 Salı

Olivia's Pizzeria



Dominos, Pizza Bulls, Pizza Hut, Papa John’s pizzadansa bence Olivia's Pizzeria’yı denemelisiniz. Tabii daha butik ve fiyatlar diğer saydığım markalara göre bir tık daha yüksek ama ince hamur pizza sevenlerin vazgeçemeyeceği bir lezzet  olabileceğine inanıyorum. Kepekli hamur da tercihinize kalmış.

Buarada mekanda da yemek yemeniz de mümkün. Pizzayı evde dvd karşısında yemek herzaman ilk tercihim olduğu için henüz gidip yeme fırsatını bulamadım. Levent’te de bir şubesi mevcut, karşı tarafta oturanlar da New York tarzı bu pizza lezzetinden mahrum kalmayacaklar.

Pizza dışında makarna, salata ve başlangıçları da oldukça keyifli görünüyor. İnternet sitesini incelediğinizde bana hak vereceğinize inanıyorum. Biran önce deneyin derim. 

Bağdat Cad. No:215 Çiftehavuzlar Kadıköy, İstanbul, Türkiye 
+90 216 355 2438
www.olivi.as
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...