Etiketler

5 Ocak 2012 Perşembe

"HONG KONG" Parlayan Yıldız Şehir


Itiraf etmeliyim ki ilk gidişimde bukadar hayran kalacağımı aklımdan bile geçirmezdim. 2005 yılında belki ilk kez okadar çok gökdeleni bir arada görmekten  ya da gidilebilecek en yanlış restaurant tercihlerini yapmış olmaktan dolayı ilk 2 günümü aç bir ilaç geçirdim diyebilirim. Herzaman her yemeği denememek gerektiğinide burda anlamış oldumJ Ne Çin ne de Japon mutfağı bizim alıştığımız gibi. Hepsi lokal ve bizim ağız tadımızın dısında lezzetler. Sokaklar deseniz palmiye yağındanmıdır nedir oldukça kokuyor. Fakat günler geçtikçe insan alışıyor. Hatta sevmeye bile başlıyor ve bu muhtesem şehri keşfe çıkıyor.  Işıklardan karşıya geçerken hayatımda ilk kez bukadar kalabalığı birarada gördüm. Medeniyet bu olsa gerek ki ne kadar kalabalık olursa olsun bir kişi bile birbirini ittirmeden karşıdan karşıya geçebiliyor. En extrem kalabalığa iş çıkışı saatlerinde metroda rastalayabilirsiniz. Bu saatlerde eğer gerçekten işiniz düşmüyorsa uğramayın derim.
Şimdi gelelim en sevdiğim şehirlerin başında gelen Hong Kong’u tepeden tırnağa benim gözümle gezmeye.
Ulaşım;
Havaalanında pasaport kontrolünden sonra airportexpress(metro) bileti satılan yeri göreceksiniz. Oradan Octopus kartı almanızı öneririm. Bu kartın içine para yükleyerek Hong Kong'daki  tüm metro ve otobüslere istediğiniz kadar binebiliyorsunuz. Metro ile gidemeyeceğiniz yer neredeyse yok denecek kadar az. Taksi ile ulaşımın da oldukça hesaplı olduğunu söyleyebilirim.
Para birimi;
Hong Kong doları. Havalanında ihtiyacınız olduğu kadarını bozdurmanızı öneririm. Şehir merkezinde kurlar daha yüksek.

Konaklama;
Ben gittigim üç sefer de Caseway Bay’de kaldım. Ulaşım açısından rahat ve heryerin ortasında bir yer. Otellerde fiyat aralığı çok geniş. Ister bir kişi kal ister iki kişi genelde oda fiyatları aynı. Kişi başına göre fiyat değişmiyor. Otel seçiminizi metro duraklarına yakın bir lokasyondan yapmanızı öneririm. Benim favori otellerim Park Lane & Excellsior. Her ikisinde de güzel  bir Hong Kong manzarası var. Ozellikle Excellsior’da manzara geceleri çok güzel.
Yemek;
Chain olarak bildigimiz Mc Donald’s, KFC, Burger King burada da mevcut fakat tadları ve sosları bizim alışık olduğumuzdan biraz farklı.  Dünya mutfağı yiyerek güzel şaraplar içmek isterseniz Lan Kwai Fong caddesinin bir üst sokağında bulunan Soho’ya gitmenizi öneririm. Restoranlarda %10 hizmet bedelini otomatikman hesaba ekliyorlar.

Alışveriş;
En mantıklı ve kendi ülkemizle kıyasladığınızda almaya değecek şeylerin başında elektronik ürünler gelmektedir. En uygun fiyatlılarını Mongkok’da bulabilirsiniz. Mongkok aynı zamanda spor eşya konusunda da uygun bir yer.  Kozmetik ürünlerde şehir merkezinde havaalanından cok daha hesaplı. Giyim konusunda belki çok cazip fiyatlar göremeyebilirsiniz ama ya indirim zamanına denk gelmemişsinizdir ya da yanlış yerde arıyorsunuz demektir.  Her ne alısverişi yapıyorsanız yapın tek unutmamamız gereken şey “Pazarlık” yapmanız gerektiği. Markaların satıldığı alısveriş merkezlerinin dışında yol boyunca sıralanan mağazalarda ve gece pazarlarında 100 liralık şeyi 30-40 liraya alabilirsiniz. Gece pazarında zor olan fiyat sorduğunuz ilk tezgahtan nasıl kurtulacağınızın stratejisini belirlemek çünkü sizi yakaladılarmı “Missy” (bayan) diye pazarın sonuna kadar peşinizden koşabiliyorlar. Bukadar cok Gucci, Louis Vuitton ve Prada (vb) mağazasını birarada başka nerede görebilirsiniz bilmiyorum. Illa outlet’den alışveriş yaparım diyorsanız havaalanın yakınında iyi markların bulunduğu bir oulet de bulunmaktadır.
Eğlence,
Gece hayatı Hong Kong adasında daha aktif. Disco, bar tarzı yerleri seviyorsanız Lan Kwai Fong’daki mekanları tavsiye edebilirim. Cuma ve cumartesi akşamları oldukça hareketli.  Eğer night club tarzı yerleri seviyorsanız Wan Chai de takılabilirsiniz. Eğlence mekanlarında Hong Kong'ludan çok yabancı turistleri görebilirsiniz. Yurtdışından gelip expad olarak yaşayan birçok kişi var.

Masaj,
Her yerde masaj salonu görebilirsiniz. Çoğu yeri yürüyerek gezmek zorunda olacağınız için ayaklarınız oldukça  yorulacak. Mutlaka yaptırmadan gelmeyin diyeceğim birşey ayak masajı. Fiyatlar oldukça uygun. Kaldığınız otellerde yaptırmak isterseniz oradaki fiyatlar dışardaki masaj salonlarına göre daha pahalıca.
Güvenlik;
Güvenlik yönünden hiç şüpheniz olmaması gereken bir şehir. Gece 02:00 de bile dışarıda tek başınıza rahat rahat dolaşabilirsiniz.

Mutlaka Yapılması gerekenler;
- Victoria Peak'e kesin çıkın. Buraya çıkışınızı akşam saat 18:00 gibi ayarlarsanız hem Hong Kong'u tepeden gündüz gözüyle hem de 2 saat sonra gece ışıl ışıl görebilirsiniz. Cuma ve cumartesi akşamları buraya çıkış biraz yoğun olduğundan uzun bir kuyruğa maruz kalabilirsiniz. 350 metre yükseklikteki binanın camını takan nasıl bir insandır diye düsünmeden de edemiyorsunuz.
- Hog Kong adasından Kawloon’a ferry ile gecip Tsim Sha Tsuio'dan  gökdelenleri karşıdan görün. Hergün akşam saat 20:00 de 15 dakikalık lazer gösterisi yapılıyor. Kameralarınızı yanınızdan ayırmayın derim.
-İçimdeki çocuk hala ölmedi diyorsanız Ocean Park’ıda önerebilirim. Akvaryum, hayvanlar, hızlı tren (vs) gibi aktivitleri seviyorum derseniz mutlaka gidin görün. Adadaki asıl aktivite kısmına geçmek istiyorsanız teleferikle Çin denizini geçmeniz gerekiyor.
- Stanley Market: Buraya giderken yol üzerinde birçok plaj var, hava uygun ise denize girmeyi deneyebilirsiniz. Şehrin içinden Stanley market’e taksi ile giderseniz gerçekten çok güzel manzaralarla karşılaşabilirsiniz. Bu arada tam harbour’ın üzerinde büyük pub tarzı restaurant’da yemekler ve koktelyller denemeye değer.
- Lady’s market: Tüm gün boyunca açık pazar. Çanta, takı, hediyelik eşya ve taklit ürünleri bulabileceğiniz bir yer. Önceden de belirttiğim gibi mutlaka pazarlık yapmanızı öneririm.
- Big Buddha: Görülmeye değer. Çin mezarları oldukça enteresan ve insanı içine alan cinsten.
Elimden geldiğince en sevdiğim şehirlerden biri olan Hong Kong’u detaylıca anlatmaya çalıştım. Sizede gidip görmesi kaldı sanırım. Şimdiden iyi yolculuklarJ

2 yorum:

  1. Sivecim eline saglik. Gittigim yerleri farkli agizdan okumak ayri zevk verdi. Superr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler canım. Dubrovnik'i de yazacağım inşallah. Yorumlarına açığım herzaman:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...