Dalaman’a vardıktan sonra yaklaşık 2,5 saat süren yolculuğun ardından kendinizi Kaş’da buluyorsunuz. Uzak olduğundan mı yoksa virajlı ulaşım yolundan mı bilmem ama gizli kalmış bir güzellik diyebilirim Kaş için. Tarihi açıdan zengin bir ilçe. Batık kent Kekevo, antik çağın önemli merkezi Myra, Noel Baba’nın öldüğü yöre Demre ve Lykia’nın bir numaralı liman kenti Patara’yı Kaş’dan kolaylıkla varılabilecek farklı destinasyonlar olarak düşünebilinirsiniz.
Antiphellos antik kenti üzerine kurulmuş olan Kaş'ta kentin içindeki tarihi kalıntılar adeta gündelik hayatın bir parçası olmuş durumda. Merkezde gezerken Likya döneminden kalan kayalara oyulmuş mezarlara rastlıyorsunuz. Kaş halkı hem doğal güzelliklere hem de tarihine iyi sahip çıkmış. Kaş halkı demişken oldukça sıcakkanlı ve cana yakın insanlar olduklarını söylemeden geçemeyeceğim. İnsanlar, bizim sürekli gittiğimiz tatil beldelerinde olduğundan farklı davranıyor. Bahşiş verildiğinde tutarı önemsemeden yüzlerinde bir gülümseme beliriyor. Stres seviyeleri sıcak havaya rağmen oldukça düşük. Buda yüzlerde sürekli gülümsemeye neden oluyor.
Kaş’a gitmek için en doğru zaman Mayıs – Temmuz’un ilk haftası ve Eylül-Kasım’ın ilk haftası olabilir. Neler yapılabilir derseniz ufak bir ilçe olsa da seçenek çok: Dalış, yamaç paraşütü, günlük tekne turları (13 ada ve Kekova turu), jeep safari vb… gibi ilgi alanınıza göre her gününüzü farklı geçirebileceğiniz bir bölge.
Kaş’a ulaşım:
Antalya ya da Dalaman havalimanından ulaşım mevcut. Dalaman daha yakın olduğu için biz o yolu tercih ettik. Taksi ile 220 TL civarı, Gezinet’in otobüsleri ile kişi başı 30 TL (444 4 394), diğer bir seçenek ise Havaş ile Fethiye’ye kadar gidip oradan Kaş otobüslerine binmek.
Alışveriş:
Turistik birçok ilçe de olduğu gibi Kaş’ın merkezinde de çok sayıda hediyelik eşya dükkânı var. El dokuması halı ve kilimler, mısır çarşısını andıran baharatçılar, süs eşyaları, deri ve deriden üretilen giyim eşyaları ve tabii el yapımı takılar. Yayla kültürünü yansıtan ev eşyaları ve yemeniler, kenarları oyalı masa örtüleri de yabancıların oldukça rağbet gösterdiği ürünler arasında. İlginizi çekerse Cuma günleri ilçe pazarı kuruluyor. Kosta Bodo; en ilimi çeken dükkân buydu. Camdan el işi ürünler satılıyor, hepsi de yabancı tasarımcılara ait. Ev dekorasyonu için gerçekten zevkli parçalar var. Mağazaların çoğunda Visa ve Mastercard geçiyor. Döviz büroları da geç saate kadar açık.
Yöre İçi Ulaşım:
Çarşıdaki caminin oradan kalkan minibüslerle Çukurbağ yarımadasına, yatch maniranaya ve Kalkan’a gitmek mümkün. Kekova, 13 adalar turu ve Liman ağzındaki plajlara ulaşım ise merkezde teknelerin bulunduğu yerden organize edilebilir.
Tekne Turu:
Kekova turunu tavsiye ederim: İnönü koyu, Batık şehir, akvaryum koyu, Kale Köy ve Ekileks görülmeye değer. Deniz gözlüklerinizi yanınıza alırsanız profesyonel dalmadan dahi deniz altının tadını çıkarabilirsiniz. Tekne “Tomris” ile bu keyfin tadını çıkarın derim. 3 kişilik bir aile ve bir tekne turunda rastlanmayacak türde ikramda bulunuyorlar. 13 adalar turu için ise “Bermuda” teknesini tercih edebilirsiniz.
Gece Hayatı:
Yaz sezonunda Kaş sokakları insanla dolu, barlar gecenin geç saatlerine kadar açık. Marina ve civarındaki barlar Barcelona, Hi Jazz Bar, Boheme Bar, Temple Bar, Kybele, Mavi Bar, Red Point, Villa Marina Bar ve Hideway hemen ilk akla gelenlerden. Anladığım kadarıyla herkesin aperatif bir şeyler içtiği buluşma noktası Mavi Bar. İster mavi barda oturarak içkinizi yudumlayabilirsiniz isterseniz kalabalığa karışıp yandaki marketten biranızı alarak barın tam karşısında bulunan kaldırım taşlarına oturarak da aynı keyfi yaşayabilirsiniz. Çekirdek çitlemekte ekstrası. De javu bar’da da değişik kokteyller var. Küçük çakıl plaj dönüşü güneşi batırırken mohito içmenin tadı başka. Gece 24’den sonra ise en kalabalık ve dans edilebilen yer sanırım Red Point (eski Hadi Gari tadında). İlla dans edeceğim derseniz, içerisi klimalı. Bu arada gece gezmelerinde herkes şortlarıyla gayet rahat ve mutlu.
Konaklama:
Kaş merkez konaklamak için ideal. Merkezde ya da Küçük çakıl bölgesindeki otel ya da pansiyonlar zevkinize göre ilk seçenek olabilir. Bunun yanı sıra biraz daha sakin ve özel plajı olan otellerde konaklamak isterim derseniz tercihinizi Çukurbağ yarımadasındaki butik otellerden yana kullanın derim.
Ekteki link otel arayışınızda yardımcı olacaktır.
http://cukurbag-yarimadasi.neredekal.com/otelleri/
Biz Çukurbağ’da Amphora otelde kaldık. 25 odalı ve özel plajı olan bir aile oteli. Otel sahibi İlhan Bey yardımcı ve cana yakın bir insan. Odaları temiz, her sabah begonviller içinde kahvaltı edebileceğiniz bir restaurant var. Sabah kahvaltıda çalan ıslık eşliğinde şarkıları dinlerken kulağımı çınlatabilirsiniz. Daha önce hiç duymadığım bir müzik tarzı. Akşam denize girmek isterseniz otelin iskelesini rahatlıkla kullanabilirsiniz. Hatta bizim gibi sonuna kadar keyfini çıkaralım derseniz de roze şarabınızı yudumlayarak batan kızıl güneş manzarasının ardından denize girmenin keyfi bir başka, adeta tüm koy size ait gibi.
Aphora otel’in hemen yanındaki Aquaria otel de tavsiye edilebilir. Burası Çukurbağ yarımadasının otel bakımından daha az gelişmiş tarafı. Kalabalık oteller bölgesinde ise Clup Capa, Hotel Barbarrossa, Lukka Hotel de tercih edilebilir.
Yine sadece otel ve plaj bana yeter diyenlerdenseniz Liman ağzındaki Port Beach otelde sakin bir tatil için önerilebilir.
Çok şık, hatta balayına uygun bir otel arayışında iseniz de Peninsula Gardens’i mutlaka incelemenizi öneririm.
Plaj:
Liman ağzı: Bilal’in yeri ve Port Beach hotel. Bir yan koyda ise Peros hotel & beach var. Buraya ulaşım limandan kalkan tekne ya da takalarla yapılıyor. Yaklaşık 15-20 dk süren deniz yolculuğun ardından bu şahane koya ulaşıyorsunuz. Deniz Çukurbağ yarımadasındaki açık denize kıyasla adeta bir göl durgunluğunda. Bütün gün sudan çıkmak istemeyeceksiniz. Hatta denizin içine çimebilirsiniz. Orda öyle deniyor.
Küçük çakıl: Kaş merkezden yürüyerek ulaşabileceğiniz bir bölge. Bölgenin özelliği denize kaynak suyu karışması. Sıcakta bol bol ısındıktan sonra iliklerinize kadar donduğunuzu hissedebileceğiniz bir koy. Nur Beach hotel, Medusa, Derya Beach ilk tercihler arasına girebilir. Derya Plaj Türkiye’deki ilk 10 plaj listesinde.
Kaputaş Plajı: Merkezden kalkan minibüslerle buraya ulaşmak mümkün. Bakir bir plaj. Kendi şemşiye ve yiyeceğinizi yanınızda götürmeniz gerekli.
Meis adası: Kaş’da otururken ışıl ışıl renkleri ile gecenizi aydınlatan ufak Yunan adası. Vizeniz var ise günübirlik düzenlenen ada turuna katılabilirsiniz.
Yeme /İçme:
Dolphin restaurant; iyi bir manzara, ufak bir teras, daha greek tarzda bir balıkçı. 20:00 civarında orda olursanız balıklar tükenmeden yeme fırsatınız olur. Mekan çok butik olduğundan önceden rezervasyon gerekebilir.
Mercan Balık; Limanın hemen yanında. Bahçe içinde bir balıkçı. Masaya oturmadan balık, jumbo karides ve karavidalarınızı canlı canlı seçerek sipariş vermenizi öneririm. Lagos, Akya şiş, Sinarit ve Deniz Levreği de balık için iyi tercihler arasında. Her ne kadar ortalarda görünmese de Balık ve Karavidayı kurutmadan hakkıyla pişirebilen bir aşçı var içerde.
Bahçe balık; Herkes tarafından tavsiye edilen bir balıkçı. Humus, balık köftesi, mücver ve mantar topları balık haricinde tadabileceğiniz seçenekler arasında.
Meydan Pizza; Balık yemekten sıkıldığınız anda illa kebap ise ilk tercihiniz tam da meydan da bulunan Meydan Pizza’da Kebap, lahmacun, Kaşarlı mantarlı / kuşbaşılı pideyi tadabilirsiniz.
Hayta Meyhane; Canlı müzik eşliğinde farklı mezelerin tadına varabilirsiniz.
Zeytin Restaurant; Ağırlıklı Akdeniz mutfağı ama aslında etten mantıya menüde aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz bir rest/café. Aralarına yeni katılan ahtapot salatası da mevcutJ Garson bize ahtapot salatasını önerirken aynen bu cümleyi kurdu. “Aralarına yeni katılan ahtapot”
Nur Pastanesi; Hafif dibi tutmuş sütten yapılan dondurması ve meyveli lezzetler denenebilir.
Son olarak bir toparla Kaş’a niye gidelim derseniz inanın bana uzun zaman sonra Bodrum, Çeşme, Antalya, Marmaris gibi uğrak yerlerde gördüğümüzden farklı bir doğa ve denize sahip. Sakin tatil yapıp, kazık yemeden, keyifli bir dinlence arıyorsanız Kaş’a mutlaka uğrayın. Bu yazın son trend konusu olan lahmacun ve ayran Kaş’da 10 TL belki ondan da ucuza.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder