Etiketler

19 Kasım 2015 Perşembe

Budapeşte


Bir masal şehrine gitmeye hazır mısınız? Hazısanız sabırla sonuna kadar okuyun bu yazıyı. Sonunda iyki de gitmişim diyeceğiniz ve tadına doyamayacağınız gezimizi tüm detayları ile anlatacağım sizlere. Nereden bahsettiğimi anlayanınız olmuştur belki masal şehir deyince. Bana şimdiye kadar kendimi Alice Harikalar Diyarında hissettiğim yeri  sorsalardı size hiç düşünmeden Prag derdim taa ki Budapeşte’yi görene kadar.
Toplayın  bavulları Perşembe Pazar bizim gibi bir long weekend kaçamayı yapın sizde. Türk Havayolları ve Pegasus’un uçuşlarından uygun olanı şeçin. Biz saatleri daha uygun olduğu için gidiş Pegasus dönüş Türk Havayolları ile uçmayı tercih ettik. Havaalanından iner inmez otele varmanız trafik olmadığı durumlarda 30 dk kadar sürüyor. 4 kişi gidiyor iseniz kesinlikle taksiye binmenizi tavsiye ederim. Keza Türkiye taksi fiyaları ile karşılaştırınca uygun sayılabilir. 7000 Forint tutuyor, iki sıfını atıyorsunuz ve 70 TL’ye denk geliyor. Macaristan’da harcadığınız her kalemi TL’ye çevirmek işte bukadar kolay. Taksiye binmek istemeyenler 200E numaralı otobüse binip son durakta inerek metro bağlantısı ile istedikleri durağa ulaşabilirler.
Budapeşte içi ulaşım ise rahatlıkla yürünerek de yapılabilir ama mesafeler tahmin ettiğiniz kadar kısa değil. Bu nedenle biz Hop an Hop Off adında bir otobüs bileti aldık. 48 saat boyunca istediğiniz otobüse inip binme ve etrafı ister üstü açık, ister kapalı gezme imkanınız vardı. Diyelim ki Parlemento binasını gezeceksiniz hemen yakın durağında inip gezinizi yapıp ardından size en yakın Hop an Hop Off otobüsüne binebiliyorsunuz. Bir diğer avantajı da bu biletle birlikte 2 kere Tuna nehir turu yapan tekneye binme şansınız da var. Diğer türlü tek tekne turu pahalıya geliyor. Belirttiğim linkten durakları ve rotayı da gitmeden inceleyebilirsiniz.
Hop and Hop Off Turundan - Kulağımızda Kulaklıklarımızla

Budapeşteyi ben tabana kuvvet gezerim derseniz ‘free walking tour’ u da tercih edebilirsiniz. Bu turda size eşlik eden rehber şehrin önemli noktalarını yürüyerek gezdiriyor ve siz gün sonunda kendisine bahşiş veriyorsunuz. Anlatım dili İngilizce. Daha detaylı bilgi için http://www.triptobudapest.hu

Budapeşte Buda ve Peşte’nin birleşmesi ile ortaya çıkmış. Tuna nehri şehri ikiye bölüyor. İki şehri birbirine bağlayan önemli köprüler var. Bunlardan en ihtişamlı olanı ‘Chain Bridge’ (Zincirli Köprü).

Akşam hava karardığında ihtişamdan ne kastettiğimi anlıyor olacaksınız. Sürekli anlatılan da bir hikayesi var. Buraya yapan mimar köprüde bir hata bulursa kendisini Tuna nehrine atacağını söylemiş, Köprüyü inceleyen kimse hata bulamazken ufak bir çocuk çıkıp köprünün iki başında bulunan aslanların dili olmadığını söylemiş ve bunun üzerine mimar kendini köprüden atmış neyse ki yüzme biliyormuşJ

Budapeşte Konaklama:

Önemli tarihi yerlerin bulunduğu bölge Buda, eğlencenin ve popüler otellerin bulunduğu taraf ise Peşte. Biz de bu nedenle şehir merkezinin en cafcaflı restaurant, bar ve caddelerine yakın olabilmek adına konaklamamızı Peşte tarafında gerçekleştirdik. Mercure otel, tam da her yere yürüme mesafesinde. Şehirde 8 tane Mercure otel varmış o nedenle açık adresini yazmam gerekirse 1052 Budapest Vaci Utca 20 – Magyarorszag Vaci Street 20. Otelden beklentiniz çok yüksek olmasın, odalar temiz, merkezi ve fiyatı uygun. Gitmişken tarihi bir otelde kalayım fiyat benim için sorun olmaz derseniz de ben olsam Marriott, Sofitel ya da Four Seasons Otel’den birinde kalırdım. Hepsinde şahane manzara var.
Şehirdeki gezi rotalarını kısaca listemek gerekirse;

Buda tarafı;
- Gellert Tepesi (Gellert Hegy)
Bu tepede gerçekten şahane bir Peşte manzarası var. Yürümek biraz zaman alsada değer. Her zaman taksi kullanma şansınız var.
- Özgürlük Heykeli (Szabadsag szobor)
Bu heykel 2. Dünya savaşının ardından süren komünizme ait tek yapı. Ülkenin özgürlüğünü sembolize ediyor ve neredeyse şehrin her yerinden görünüyor.
- Kale Tepesi (Varhegy)
Kale tepesine ulaşmanın farklı yolları var. Ara sokaklara dalarak yürümek, merdivenleri tırmanmak, hop and hop off’a binerek yakınana kadar varmak  ya da finikülere binmek.
Kale tepesine geldiğinizde bu aşağıdaki yapıları da görmeniz mümkün.
-       Kraliyet Sarayını  (Royal Palace)
-       Matthias Kilisesini (Matyas Templom)
Macar Kralı Matthias bu kilisede 2 kez evlendiği için kiliseye ismini vermiş. Klise Budapeşte’nin en eski binalarından biri, 13yy ait bir yapı.  Osmanlılar şehri ele geçirdiğinde kiliseyi camiye çevirmişler fakat halk özgürlüğünü kanıtlayınca yapı tekrar kliseye dönüştürülmüş.
-       Balıkçı Kale Burcunu (Fisherman's Basiton – Halaszbastya)
Budapeşte genel anlamda tam bir masal şehri, bu yapıyı gördüğünüzde daha da ikna olacağınıza    eminim. Tam fiction ya da çizgi film çekimine uygun yapılar var.

- Gül Baba Türbesi
Osmanılılar döneminden kalma türbe

Peşte tarafı;
- Parlamento Binası (Orszaghaz)
Bu turunuzda Parlamento binasının içini gezmek için mutlaka vakit ayırın derim. Tek kötü yanı EU vatandaşı olmayanlardan giriş için 2 katı para almaları. EU  vatandaşları 2600 Forint bilet parası öderken siz Türk olarak 5600 ödemek durumunda kalıyorsunuz. Çinli ya da Hintli değilseniz bence İtalyan, İspanyol ya da Yunanlı olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Tabii size karşılık o dilde soru falan sormamalarını dileyerek. Biz yapamadık ama sonradan düşününce sadece EU vatandaşı olmadığımız için ödediğimiz iki katı para anlamsız geldi. Neyse bina ve turu yaptıran rehberler her türlü parayı hak ediyorlar. Binanın içi öyle ihtişamlı ki gerçekten parlamenter olmak geliyor insanın içinden.
Nehir kıyısında Parlamento binasına yakın demir ayakkabıları da görün derim. Hikaye biraz acıklı, 2. Dünya savaşı sırasında Tuna nehri kıyısında sırtından vurulan Yahudileri simgeliyor. 

- St. Stephen's Basilica (Szent Istvan Basilika)
Şehrin en uzun yapılarından. İçini gezmek mümkün.

- Merkez Sinagogu (Dohany Utcai Zsinagoga )
Avrupa’nın en büyük sinegogu olduğu için, önemli bir yapı. Biz gittiğimizde kapalı olduğu için içini görme fırsatım olmadı. 


- Andrassy Caddesi (Andrassy Ut)
Bu cadde Budapeşte’nin Şanzelizesi. Bütün marka dükkanlar burada. İndirime denk gelirseniz hava alanında geri alacağınız vergiyi de düşünerek Türkiye’den daha ucuz fiyatlara istediklerinizi almak mümkün. Bu arada bu caddenin hemen paralelinde şık restaurantlar var, eğlencenin kalbi de bu caddeye çok yakın diyebilirim. Opera binası da tüm ihtişamıyla burada bulunuyor. Gitmişken operaya bilet alalım derseniz aklınızda bulunsun.
Kahramanlar Meydanı (Hosok Tere)
Oldukça geniş bir meydan. Ülkenin kahramanlarını şanına yakışır bir şekilde sergiliyorlar. 

Şehir Parkı (Varosliget)
Vaci Caddesi (Vaci Utka)
Bu cadde sadece yaya yürüyüşüne açık ve etrafınızda birçok hediyelik eşya dükkanı ve restaurant bulacağınız bir cadde. Budha Bar’ı arkanıza alarak yürürseniz eğer, caddenin sonunda Central Market’e ulaşabilirsiniz.
-
Central Market (Központi Vasarcsarnok)
Burası hem turistik hem de yerel halkın Pazar alışverişini yaptığı açık bir Pazar. Hediyelik eşya, peynir, et, sebze ve meyve satın almak için uygun. Hediyelerinizi yine de cadde üzerinde bulunan hediyelik eşya mağazalarından alın derim. Central Market çoktan turistik olmuş bile.
Vörösmarty Meydanı 
Oldukça şık bir meydan. Kafeler, mağazaların bulunduğu meydanda Avrupa’nın birçok şehrinde var olan Hard Rock Café ve asıl önemlisi 150 yıllık Gerbeud kafe burada bulunuyor.
Erzsebet Ter Meydanı
Gençlik çoğunlukla bu meydanda takılıyor, o nedenle her daim hareket var. Love Tree’ye inanıyorsanız bir kilit bağlamak için ziyaret edin.

Tekne turu yaparken önemli binaları oldukça güzel resmedebilirsiniz. Tekne turu demişken akşamüstü şehir aydınlıkken binip hava kararmaya yakında ışıklandırılmış halini yine tekneden izleyin derim. Bu arada yemekli tekne turları da var ama biz tercih etmedik. Tekne tur esnasında Margit Adası’na da uğruyor. Ada Budapeştede yaşayanlar için yürüyüş mekanı olarak tercih ediliyor. Bisiklet turu da yapmanız mümkün, ayrıca ada da 2 adet lüks otelde var.
- Termal Havuzlar
Gelelim termal havuzlara, o kadar ün yapmışlar ki bu termal havzuların birçok hastalığa şifa olduğu söyleniyor. Buda ve Peşte tarafında bu konuda ünlenmiş havuzlar var. Kişi başı 4500 Forint’e şifa bulmanız mümkün.

Sen ne anlatırsan anlat ben illa kendi rotamı çizip gezicem diyenler bu lini mutlaka incelesin. https://www.triposo.com
Her yerden şehri gezip gördük bir de dönme dolaba binip manzaraya bakalım derseniz o da mevcut.


Budapeşte Gece Hayatı:
Her yaştan insanın takılabileceği mekanlar söz konusu. Herkesin bahsettiği ruin bar konseptini mutlaka görmelisiniz. Bunun en güzel örneği Jewsih District’te bulunan Szimpla Kert. Her odası farklı döşenmiş, gündüz giderseniz müze gezer edasıyla da gezmeniz mümkün.

İçkiler o kadar uygun fiyatlı ki Budapeşteye gittim, şöyle kafayı bulup eğlenemedim deme şansınız yok.
A38 Ship, Trafiq, Peaches&Cream. Studio Club, Bad Girlz (Coyote Ugly filminden fırlamış bir mekan). Bad Girlz tam da Four Seasons otelin bulunduğu yerde. İsterseniz önce Four Season'ın barında şık bir kokteyl için, ardından Bad Girlz’e ya da o sokakta bulunan bir çok farklı barı ziyaret edin zevkinize göre.
Ara sokaklarda da çok farklı barlar varmış, ama çok da dar sokaklar içinde ise de tehlikeli olabiliyormuş. Aklınızın bir köşesinde bulunsun. Bulduğunuz her deliğe girmeyin yaniJ

Budapeşte Alışveriş:
Bu şehirde öyle çılgınca alışveriş yapıp döndük diyebileceğinizi sanmıyorum. Birçok marka var ama indirim dönemi değilse ülkeden çıkarken vergisini düşseniz de çok uyguna gelmiyor. Alınacak en güzel şey Kristal ürünler. Yeni evleniyorsanız falan Paşabahçe ya da Butik mağazasına tonlarca para dökene kadar Budapeşteye gelin, hem seyahat edin hem de tüm içki ve bardak setinizi tamamlayın derim. Hediyelik eşyacılarda satılanlar biraz daha uygun ama illa marka alayım derseniz de Herend’in dükkanına uğmayadan geçmeyin. Bir de enteresan bir şekilde memlekette kürk uygun fiyata. Kürk kalpaklar inanın bana Kazakistan'dan bile ucuz. Vintage ürünler satın almayı seviyorsanız mutlaka Szyputnik mağazasına uğrayın. 2.el çok uygun fiyata kürkler var ama onun dışında çok farklı ürünlere de rastlamanız mümkün. Bir şey almadan çıkmak imkansız gibi. Ben özellikle ipek gömleklere bayıldım.

Gastronomi:
Benim için olmazsa olmazlardan. Gitmeden araştırdığım, inanın bana önemli tarihi binalardan daha çok hangi restaurant ya da sokak yemek mekanlarının ünlü olduğu ve tabii mutfağı. Budapeşte'nin en meşhur yemeği Gulaş, bana çok hitap ettiğini söyleyemem çünkü et suyu yemeklerle aram çok iyi değildir ama yiyenler oldukça beğendi. Bu arada her yerde kırmızı toz biber satıldığını göreceksiniz, Avrupa'da baharatı bu kadar yoğun kullanan başka bir halk yok sanırım. Yemeklerinin bazıları bizim Türk yemeklerine çok benziyor onlarda domates, soğanı bizim gibi kavurup birçok baharat ekleyip ardından malzemeyi içine katarlarmış. Osmanlı  etkileri demeden geçemeyeceğim. Sebze ve meyve alışkanlıklarını da bizden almışlar. Hop and Hop Off turu alırsanız tüm bu hikayeleri dinliyor olacaksınız. Bu arada bir şehiri gezeceğiniz zaman farklı internet sitelerine baktınız, blogları okunuz falan tamam da Tripadvisor’a bakmadan geçmemenizi tavsiye ederim. Genelde tavisyelerinde çok yanılmıyorlar.
Budapeşte'de her damak tadına uygun yemek bulmak mümkün, çünkü dünya mutfağın çok restaurant var. Aralarında bilindik olanlarının da şehirde şubeleri var. Wasabi, Nobu, Da Mario, Hard Rock Cafe gibi.
Biz bunların dışında yerler keşfedebilmek adına farklı yerlere gittik. İlk vardığımız öğlen Central Market yolu üzerinde sol tarafta bir sokak restaurant'ına gittik ve lokal mutfağından yemekler yedik ama benim gibi et suyu düşkünü değilseniz şahane pizza da yapıyorlar.
Akşam ise yine lokal takılıp Çigan müziği dinlemek istediğimizi söyleyince otelin bizi yönlendirdiği restauranta gittik. Şık ama Budapeştede yediğimiz en pahalı yemekti diyebilirim. Ayrıca çok da lokal bir Çigan müziği olmadı sanki, müziği yapan kişiler smokinli ve oldukça cool'lardı. Mekanın adı "Razkakas"
Ertesi gün size sokak yemekleri demiştim ya hani mutlaka gitmelisiniz diyorum. Jewish District’te bulunan Meksika yemekleri yapan El Rapido ve bizim dürüm tipinde sandviçleri ve çorbaları ile meşhur Bors. Sandviçlerinizi elinize alıp sokakta bulunan 3 tekerlekli motorsiklerin arka kasasına içeceklerini koyarak yemek yiyorsunuz. İçeride atıştırmak kalabalıktan dolayı pek mümkün değil. Bu yolun biraz ilerisinde yan yana sokak yemeği satan büfelerde var ama kokusu beni cezbetmedi açıkcası.
Bors Gastro Bar
El Rapido Mexican

Imazs Sushi
La Pampa Steak

Akşamüstü güzel bir mola vermek için NewYork Cafe’ye mutlaka uğrayın . Tatlı ve kahve keyfi yapabilirsiniz ya da bizim gibi hazır bu kadar şahane bir görsel güzelliğe denk gelmişken bunu şampanya içerek taçlandırabilirsiniz. Dünyanın en ihtişamlı kafesi olarak geçiyor, o yüzden görmeye değer. 
NewYork Cafe

Gezdiğimiz diğer restaurantları tek tek anlatmak yerine resimlerin altına isimlerini yazdım. Hepsi birbirinden lezzizdi. Ben Budapeşte'den oldukça güzel anılarla ayrıldım ve inanın bana tadına doyamadım. Birkaç yıl sonra tekrar görüşmek üzere Masal Şehri.

1 yorum:

  1. We invite you to raise your expectations of hearing services. By working with the best providers and a user-friendly website, they are changing the way clients think about hearing health. https://nychearing.com/

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...