Etiketler

11 Mayıs 2012 Cuma

BAKÜ, Azerbaycan



Biliyorum ki birçoğumuzun aklından hadi Azerbaycan’a tatile gidelim demek geçmez, benimde geçmiyordu haliyleJ İlk olarak 2006 yılında iş için gittim Türkiye dostu bu şehre.  Adını “Rüzgarlar Şehri” (Badı Küba) dendiği için Ba ve Kü kelimelerinin  birleşmesinden almış.

Şimdi o kadar yere gittin Bakü’yü yazmak nerden aklına geldi derseniz 26 Mayıs 2012’de düzenlenecek olan Eurovision yarışmasını izlemeye giden olursa kısada olsa Bakü hakkında bilgi edinebilir dedim.

Türkiye ile iş ilişkileri çok kuvvetli olduğundan, THY günde dört Azerbaycan seferi düzenliyor.  Neredeyse kış sezonunda  bizim Antalya ve  Bodrum seferleriyle yarışacak durumda.  Türk vatandaşı olarak vize almanıza gerek yok. Uçaktan indikten sonra 10 dolar ve iki resim karşılığında alabiliyorsunuz. Azerice Türkçeye çok yakın bir dil olduğundan konuşmaları anlamak da oldukça rahat. Gerçi her ne kadar birçok benzer kelime olsa da farklı anlamlara geliyor olduklarını mutlaka önceden araştırın derim.

Örneğin pilot Azerbaycan’a inerken Sayın Qadın ve Kişiler (Bayanlar ve Baylar) şuan düşmekteyiz dediğinde benimki sizde Allah Allah diye bir panik yaşamazsınız. Daha enteresan olanı Türk ve Azeri iş adamaları sürekli bu seyahati gerçekleştirdiklerinden uçağa otobüs muamelesi  yaparak inmeye yakın telefonla konuşmaya başlıyorlar ve ailelerini arayıp şimdi düşüyoruz şu kadar saate evde olurum gibi bilgi veriyorlar. Hosteslerde durumu kanıksamış olacaklar ki artık uyarmaktan vazgeçmişler.

Para birimleri Manat. TL olarak karşılığı 1 Manat 2.45 TL gibi. Dolar hemen hemen her yerde geçiyor fakat kredi kartı geçmeyen yerler de var.

Havaalanından çıktıktan sonra gördüğünüz tabelalar sizi memleketinizde hissettirecek kadar Türkçeye yakın, sadece birkaç harfimiz farklı yazılıyor ama zaman sonra onlara da göz aşinalığınız arttığı için kolayca okunabiliyorlar.  Caddeler oldukça geniş. Birçok yerde Haydar Aliyev anıtları ve sokak adlarını görmeniz mümkün.

Ziyaretim sırasında kaldığım Park Inn otelin güzel bir manzarası var. Birçok internasyonel otel zincirinin de Bakü’de şubesi var. Excelsior, Hyatt ve Sheraton otel gibi.

Şehirde gezilecek yerlerden bahsetmek gerekirse Fountain Square oldukça keyifli meydanlarından bir tanesi.  Gobustan ve Atesgah yerlerini gezebilirsiniz, Gobustan'da milattan önce kalma taş üstünde şekiller ve resimler olan bir yer. Ayrıca dünya miras alanları içerisinde yer alıyor. Ateşgah ise eski keşişlerin mabedi olarak anılıyor.  Ateşgah denilmesinin sebebi ise yeryüzüne çıkan doğal gazın neden olduğu yanan ateş.
Hazar gölünün kenarı da oldukça popüler ve görülmesi gereken yerlerden bir diğeri.
Şehir merkezinde Hazar gölü kenarında Bulvar adında bir park var. Özellikle yazın bütün Bakü'lüler ailece bu parkta geziyorlar. Gerçi  ben gittiğimde de oldukça çok insan vardı. Bayanların çoğu bizim gece elbisesi olarak nitelendirebileceğimiz şıklıkta elbiselerle yürüyüş yapıyorlardı.

Şehir merkezinde gezilmesi gereken bir başka önemli ve tarihi yer ise "Old city Bakü" yani eski şehir. Osmanlı ve Rus kültüründen izler taşıyor.  12. yüzyıldan kalma duvarlar günümüze kadar gelmiş. Aynı dönemlerde inşa edilen Giz Galasy ( Kız Kulesi)  ve Shirvanshahs (Şirvan Şah Sarayı) Azerbaycan mimarisinin incileri olarak kabul edilmektedir.

Mağazalarda oldukça yüksek sesle müzik çalınıyor. Tarkan, Ebru Gündeş ve Serdar Ortaç’ın şarkılarını adeta Türkiye’deymişsiniz gibi dinlemeniz mümkün.  En çok et yemeği tüketiyorlar, oldukça da lezettli. Gittiğimiz bir yerel restaurant da yediğimiz yemeklerin yanı sıra sahne alan sanatçıları da unutmam mümkün değil. 3 saat yemek boyunca bir restaurantda kaç değişik performans sahne alabilir siz düşünün.  Ben 6 tanesini  izledim. Açılışı bir piyano çalan bir bey, sonrasında Azeri şarkı söyleyen bir bayan, Azeri dansı yapan iki genç ve diğerleri şeklinde ilerliyordu program. Sonrasında ise diskoya dönüşüp bol bol Rusça ve Türkçe hit şarkıları dinleyip dans ettiğimizi hatırlıyorum. Bizim restaurant kültürümüzde pek de alışık olmadığımız bir durum bu. Son dönemde duyduğum kadarıyla Simit Sarayı ve Kitchnettte’de aynı Türkiye’deki şekliyle hizmet vermeye başlamış. İlla balık yiyeceğim derseniz Halikarnas balıkçısı lezzetli.  Azeri mutfağı et ve hamur yemekleri ağarlıklı. En meşhur yemekleri Tike ve Lüle kebabı. Hamur işi olarak da Qutab (küçük gözleme) ve Xengeli ( İri mantı ) denemeye değer.

Bakü ile ilgili bilinmesi gereken diğer bir şey, geceleri şehri tümüyle değiştiren ışıklandırması. Otelinizin penceresinden bakarken bile zaman zaman kendinizi Paris’de hissedebilirsiniz.

Ziyaret düşünen herkese şimdiden Yaxşı Səfərlər...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...