Etiketler

28 Mart 2015 Cumartesi

Evlat

Evlat kelimesinin ne kıymetli bir kelime olduğunu daha önce hiç düşünmemişim meğer,

Ta ki sen o minik ellerin ve ışıl ışıl gözlerinle bizlere bakana kadar.

Evlat içinde ne çok duygu barındıran bir kelimeymiş,

Evlat kız, erkek ayırmadan yüreğini cız ettiren, seni heyecana boğan ilk görüşte aşk yaşatanmış meğer.

Evlat kimselerle paylaşamadığın, gözünden sakındığın en kıymetlinmiş.

Anne, babalarımızdan en çok duyduğumuz “Evladım kaç kere söyleyeceğim”’in altında aslında bıkkınlık değil koruma, sevgi ve aşk barınırmış.

Şimdi sayende bizimde hayatımıza girdi “Evlat”

Saçtığın ışık hayat fenerin, içindeki ses ise sana bir ömür yol gösteren meleğin
Şartlar ve konumun ne olursa olsun içindeki çocuk sana yoldaşın olsun “Evlat”

25 Mart 2015 Çarşamba

Sabah Uykum, Ahmet Batman



Soğuk Kahve kitabının yazarı Ahmet Batman’ın ikinci kitabı Sabah Uykum’u aynı hevesle satın aldım ve okumaya başladım ama açık söylemek gerekirse Soğuk Kahve’nin etkisini bırakmadı üzerimde. Çok ayrılık ayrılık olmuş bu kitap sanki. Soğuk Kahve’de biraz hasret ve özlem de vardı sevgili’ye, bu kitapta ise terkeden sevgiliye daha bir atarlı sanki yazar.  Yine güzel cümleler yok değil ama Soğuk Kahveyi okurken her bir hikayede neredeyse çoğu satırı çizmek ve sözleri aklınızda tutmak istiyordunuz. Belki ilk Sabah Uykum’u okusaydım yine etkilenirdim ama Soğuk Kahve’den sonra bana biraz üzerinde çok da uğraşılmadan yazılmış gibi geldi.

Yazarın sevdiğim cümlelerinden birkaçını yine sizlerle paylaşmak isterim.

“Yara bandı ruha iyi gelmez”
“Gülüşünden akan yağmur damlalarını özledim”
“Sana olan sevgimi martıların kanatlarına yükledim, üzerinden eksik olmasınlar diye”
“Hayatımın karesi ol”
“Ben seni hiç öpmedim, benim yaptığım yanaklarından mutluluğun dibini sıyırmaktı”
“Ben sana durdum, saatleri sana kurdum. Gülüşümü gelişine sakladım, gelişini belki son nefesime”
“Şarkılar gözyaşlarının üzerine örtemez çünkü notalar da ıslanır”


Bunlar benim altını çizdiğim satırlardan bazıları. İnsan hakikaten çok sevince ve o yoğunlukla da terkedilince kaleme daha bir sıkı sarılıyor sanırım, kalem bir bıçak kadar keskin ve kuvvetli oluyor. Severken terk edilmiş durumdaysanız bu iki kitabı da çok tavsiye etmem şimdilik, kelimeler kitaptan çıkıp kalbinizi hançerleyebilir:) İyi okumalar...

17 Mart 2015 Salı

Bağdat Caddesi Güzeli, Ender Aksu




Bağdat Caddesi Güzeli adlı kitabı satın alırken inanın arkasını çevirip konusuna bile bakmadım. Doğduğum günden beri caddede yaşıyor olduğumdan dolayı adı ilgimi çekti ve alıp aynı hızla okumaya başladım. Ender Aksu'nun kaleme aldığı kitabın baş kahramanı Yasemin 45 yaşında, erkenden evlenmiş, kendisini o yaşına kadar kocasına ve kızına adamış bir bayan. Bir gün kocasını sektereteriyle basmasının ardından tüm hayatının bittiğini düşünür. Aslında duymaya alışıkm olduğumuz klasik bir hikaye fakat olay kahramanın başına gelen felaketler birbirinden enteresan. Boşanmış orta yaşlı bir kadının tekrar gücünü toplayarak hayata geri dönme ve birilerine bağlanma çabalarının anlatıldığı ağırlıklı dişilere yönelik bir kitap. Romanda az da olsa grinin elli tonu tarzı yok değil, ama aynı heyecanı vermiyor. Çok basit cümlelerle yazılan bir roman olduğu için çabuk okunsada insanda iz bırakan cinsten değil. Yazıya dökülen herşeyde bir emek olduğuna inandığım için kitabı kötülemek istemem, kolay okunası, akıcı, düşündürmeyen bir kitap olarak konumlayabilirim sadece.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...