Etiketler

28 Ocak 2014 Salı

1841 Tünel




Beyoğlu’nun en görkemli binalarından “Hıdivyal Han” veya “Hıdivyal Palas”  olarak anılan İstanbul’un ilk Avrupa görüntülerini taşıyan otelinin teras ve giriş katını şuan Ali Sayar & Gülsün Sami 1841 adıyla işletmekte. Adı binanın yapılış yılından esinlenerek konulmuş. 

Haftanın 7 günü açık olan mekanın alt katında Salı günleri canlı müzik Cuma ve Cumartesi günleri ise Ali Sayar’ın DJ’liği eşliğinde müzik var. Eski 45’liklerden günümüze çalan Ali Sayar ben hayatta dans etmem ya da bu tarz müzikle keyfe gelmem diyen herkesi neşelendirebiliyor.

Geçen hafta eşimle doğumgünümü kutlamak üzere gittiğimiz 1841’de oldukça eğlendik diyebilirim. Alt kat loş ve taş duvarlardan oluşuyor. Toplam 8-10 masası olan butik bir yer. Bar alanında sigara içmek de serbest. Kişi başı 135 TL limitsiz yerli içki ve lezziz bir menü eşliğinde.

Menüde ne var derseniz; oldukça göz doyurucu bir peynir tabağı, mezelerden; patlıcan salata, fava, yaprak sarma, ara sıcaklar; börek, mücver ve ana yemek olarak da; seçmeli kekikli köy tavuğu, et ya da somon. Biz tercihimizi somondan yana kullandık ve hiç de pişman olmadık. Alt kata müzik 01:00’e kadar sürüyor densede Ali Bey keyfe gelince bu saati biraz daha uzatabiliyor anladığım kadarıyla ya da o gece bizim şansımıza öyle oldu. 
Kendisi oldukça bizden biri, eski usul kağıda şarkı yazıp istek  yapmanız bile mümkün. Elinden geldiğince geri çevirmiyor. Mekanın üst katında manzara ve müzik var ama eğlence yok. tercih size kalmış.  

Buarada benden en yüksek notu alan yemek ve müzikler dışında servis kalitesi ve garsonların kibarlığı idi. Servisinizi inanıılmaz bir özenle takip ediyorlar, masanız ve bardağınız biran olsun boş kalmıyor. Türkçe müzikle eğlence arayanların ve uzun zamandır şöyle eski Sezen, Erol Evgin, Nilüfer, Ajda, Tanju Okan şarkıları dinlemedim diyorsanız hemen rezervasyon yapın.


Her konuda hakkını veren bir mekan, umarım uzun soluklu olur. 


Birazda otobiyografi



Tahmin ettiğiniz üzere yazmaya bayılırım
Yemek yapmak ve yemeğe de öyle
Seyehatsiz bir dünya düşünmek bile istemem
İnsanlara baştan değer veririm, hak etmeyenler gider
Aşka sonuna kadar inanırım, yaşamaya değer
Dürüstlükten yanayım
Ailem baştacımdır
İkiyüzlü insanlardan korkarım
Kağıt oynamaktan keyif alırım. Amerikano'da iddialıyım
Sebze, balık ve şaraba bayılırım
Boş durmayı sevmem, yerimde duramam
Doğumgünlerinin özel olduğunu düşünürüm
Biri dur demez ise gri renkteki tüm tekstil ürünlerini satın alabilirim
Herkesle konuşabilirim ama sadece bir kişiyle rahatça saçmalayabilirim
Patates kızartması ve diet kolayı çok severim ama ara sıra yerim
Spor hayatımda olmazsa olmaz
Her yeni sene öncesi bir sonraki seneki hedeflerimi yazarım ve ara sıra gizli gizli bakarım
Sevdiklerimi yürekten severim
İnsanın az dostu, bolca arkadaşı olmalı felfesindeyim
Hayatta hiçbirşey tesadüf değil, tecrübe ile sabit
DVD dışında TV ile pek işim olmaz
Güne müzikle, yüzümde gülücükle başlarım, hiçbir yeni gün somurtmaya değmez
Fırsat buldukça okurum
Önce sağlık, sonra huzur diyenlerdenim
Küfretmeyi sevmem
Çayı açık, kahveyi az içerim. En çok da yeşil çay severim
Sarılmak herzaman iyi hissettirir
Karanlığı pek sevmem, güzdüz insanıyım
Öğlenlere kadar uyumak da pek bana göre değil
Gülerken aynı anda ağlayabilirim
Mum ışığına bayılırım
Güneş batsın, ay çıksın sebepsiz yere mutlu olabilirim
En sevdiğim mevsim yaz, ay Haziran
Denizden çıkmadan yüzebilirim
Politik olmayı bir türlü beceremedim
İnat huyumu baya bir törpüledim:)
Sevdiklerime bol bol seni seviyorum deyip hoşçakal diyemem
Vedaları sevmem
O yüzden benim dünyama Hoşgeldiniz...





16 Ocak 2014 Perşembe

Ölmeden önce Yapılacaklar...


Çoğu insana nazaran ölümden çok korkan biri değilim, öldükten sonra da huzurlu bir hayat olduğuna inandırdım kendimi. Hala genç olmanın heyecanı ile bu kadar rahat konuşuyor olabilirim tabii. Bir de aynı zamanda içimde var olan yaşam sevgisi ve oooo daha bu dünyada yapacak çok işim var, nereye onları tamamlamadan diye düşündüğümden de olabilir. 

Bu sene bir değişiklik yapıp 2014'den beklentilerimi değilde, yaşamım boyu neyi hayal ediyorum onları paylaşmak istedim. Aşağıdaki listede bulunanların gerçek olması aslında o kadar zor değil, bazen sadece vakit bulamamaktan ya da önceliklerimin süper hızlı değişmesinden dolayı yapamadığın şeyler, bazıları için ise bütçesel anlamda hala birkaç tık daha yol kat etmek gerektiğinden ve birkaçı için ise kişisel anlamda daha da gelişmek ve belki de emelilik dönemini beklemek durumunda kaldığımdan. 
Herşeyin bir zamanı var,  umuyorum ki bu listede bulunan birçok şeyi yapmayı başaracağım.

Böyle bir liste oluşturabilmek için öncelikle kendime vakit ayırdım ve iç sesimi dinledim. Yaklaşık 5 gündür git gel yazıp çiziyorum sonra karalıyorum, yok yok bunu daha çok istiyorum diye listeden birini çıkarım diğerini ekliyorum. Niye 10’a sıkıştırdım diye sormayın, yazmadıklarımda aklımda ama bu gerçek anlamda beni heyecanlandıran ilk 10. 

Eskiden hep çekinirdim uzun vadeli planlar yapmaktan ama bu listeyi uzun vadeli plan listesi değil bir dilek listesi olarak düşünüyorum. Ara ara bakınca yapmak istediklerime heyecanlanıyorum. Evet evet bu listeye tekrar tekrar baktığımda içimde bir kıpırtı uyanıyor.

İşte hemen paylaşıyorum sizinle aklımdaki ilk 10’u:

1. Birincisini tahmin etmek beni az çok tanıyan biri için bile hiç zor olmasa gerek. Tabiki de mümkün olduğunca çok seyehat edip yeni ülkeler görmek ve farklı kültürleri tanımak listemin başında. Hatta onu da kendi içinde önceliklendirdim:
Mavi Yolculuk (mümkünse bir kısmı eşimle başbaşa)
Batı Amerika turu
Brezilya’da Rio Karnavalı
Afrika’da safari
Ve diğer tüm görmek istediklerim

2. Bir çiftlik evi sahibi olmak. Şöyle içinde atı, ineği, tavuğu, horozu, farklı meyve ağaçlarının dalından koparıp taze taze yiyebileceğim, sebzemi bahçesinde kendi emeğimle yetiştirebileceğim bir arazi. Bahçesinde zaman zaman kalabalık arkadaşlarımızı ağarladığımız zaman zaman ise başbaşa verip arka fonda keyifli bir müzikle sohbete daldığımız bir çiftlik evi. Her yerinden huzur ve neşe fışkıran

3. Tayland’daki özel kamplardan birinde 15 gün boyunca ile boot camp yapmak ve bir fırsat olur ise Sessiz Meditasyon kampına katılmak. Her iki aktivite de oldukça zorlayıcı. 15 gün benim vücut dayanır mı bilmem ama bedenine hükmedebilmek oldukca büyük bir haz olsa gerek

4. Dünyadaki en karşılıksız sevgi duygusunu tatmak

5. Bir gece dünyadaki adaların herhangi birinde sabahlamak. Güneşin batışından doğuşuna kadar bütün akşamı, geceyi ve sabahın erken saatlerini yaşamak. Gençken yazlıkta en sevdiğimiz aktivite buydu. 15-20 kişi toplanıp ateş yakıp, evden battaniyelerimizi taşıyıp evimizin önündeki kumsalda sabahlamak ve sabaha kadar durmadan çene çalmak

6. Kitap yazmak (bir biyografi)

7. Erkek giyim üzerine imaj koçluğu eğitimi almak

8. Her 10 yılda bir büyük bir doğumgünü partisi verip tüm sevdiklerimle eğlenmek. Bunlardan biri mutlaka kostümlü bir parti olmalı

9. Daha önce hiç denemediğim bir spor dalını denemek sırf aksiyon ve meydan okuma olabilsin diye kendimi zorlamak. Kablolu su kayağı yaparken duyduğum heyecan ve adrenalinin tadı hala damağımda. Spor dalını henüz netleştiremedim:)

10. Dany Brillant, Andrea Bocelli, Justin Timberlake konserlerini yurtdışında olabildiğince önlerden izlemek. Dany'i Istanbul'da izledim ama Paris'te de izlesem fena olmaz:) Bu arada Andrea Bocelli'de Şubat'da Türkiye'de konser verecek. Bunu da sevenlerine duyurmuş olayım.

Ve son olarak da başlangıç noktamı belirleyen bir madde: Daha önce asla yapmam diye büyük konuştuğum birşeyi  bir anlık deli cesareti ile denemek.
Sanırım ilk bundan başlayabilirim. Ilk 10'da yazdıklarımın hiçbir öncelik sırası yok, artık hayat hangisini önce layık görürse, sağlık ve sıhhat içerisinde...

Haydi sizde adımları hızlandırın, daha yapacak çok işimiz var!!! Önümüzde koca bir ömür var:)






6 Ocak 2014 Pazartesi

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Yaz çoktan bitti, güneşli günler bizi ara sıra ziyaret edecek. Her gördüğümüzde içimizde yine aynı heyecan, o pozitif enerji anlık bile olsa kışın geldiğini, yağmurlu ve kasvetli havaların bizi sarıp sarmalayacağını unutacağız. Boşevrin şimdi yağmuru kasveti, mevsim değişikliğinde yapmayı en sevdiğim şey hamama gidip hem ölü derilerden kurtulmak hem de vücudumdaki enerji akışını değiştirmek. Keselenmenin vücüttaki enerjiyi değiştirdiğini ilk defa duyan olabilir, iddia etmiyorum bu sadece benim inancım zaten:)
Bu seneki hamam sefası, diğer yıllara nazaran daha da bir eğlenceli oldu çünkü bir arkadaşımın gelin hamamı için Karaköyde bulunan Kılıç Ali Paşa hamamına gittim. Şuana kadar İstanbul'da gittiğim en yeni, en temiz hamam diyebilirim. Lokasyon olarak ulaşımı kolay olduğundan oldukça fazla turisti de kendisine çekmiş durumda. Benim gibi sıcak, hamam, kese muabbettini sevenler için birebir. Fiyatı diğerlerine oranla tuzlu ama inanın elinizi sıcak sudan soğuk suya sokmuyorsunuz ve mekandan pırıl pırıl, adeta ışıltı saçarak ayrılıyorsunuz.

Kılıç Ali Paşa Hamamı, tophanedeki leventlere hizmet vermesi amacıyla "denizlerin fatihi" Kılıç Ali tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. (Tarihi bilgi internet sitesinden alınmıştır)
Lezziz şerbetler ikram

Hamam Giriş Kapısı
Hamam Mağaza
Adres: Kemenkeş Karamustafa Paşa Mah. Hamam Sk. No:1 34425, İstanbul

1 Ocak 2014 Çarşamba

Hoşgeldin 2014

                                                                                                 
Yepyeni bir yıl bize kucak açıyor. Hoşgeldin 2014 !



Herkesin kalbinden geçen dileklerinin gerçekleştiği bir yıl olsun 2014!


Sağlık, huzur, neşe, aşk dolu ve bol bereketli bir yıl olsun 2014!


İnsanların barış içinde yaşadığı, haksızlığa uğramadığı, dürüst koşullarda ve eşit haklarda olduğu, devleti tarafından en iyi koşullarda yönetildiği, gezi olaysız, dolandırmasız, kızlı erkekli , medeni bir yıl olsun 2014!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...