Etiketler

16 Haziran 2014 Pazartesi

Riga, Letonya



Letonya'nın başkenti, Baltık bölgesinin de en büyük şehri Riga. Nüfusu 800,000 kişi kadar. Gidip gezdiğinizde o kadar az insan yaşadığını bir çırpıda fark edeceksiniz. Benim gibi 4 gün kalırsanız ve genelde de eski şehir diye adlandırdıkları "old town"'da takılırsanız bir gördüğünüz kişiyi tekrar görüp memleketinizdeki gibi yüzünüzde bir gülümseme ifadesi belirmesi an meselesi.




Riga şirin mi şirin ufak bir şehir, tarihi dokusuna ve binaların dizaynına diyecek söz yok. Birleşmiş Milletler tarafından neden Dünya Miras listesine alındığını anlamak zor değil. Dediğim gibi ufak bir şehir ve heryeri yürüyerek aslında 2 günde gezmeniz mümkün. Gezilecek yerleri aşağıdaki şekilde gruplayabiliriz.
1. Eski şehir: Lokantalar ve tarihi binalar çoğunlukla bu alanda, aynı zamanda modern alışveriş merkezlerini de içinde bulunduruyor.
2. Güzel ve tarih dokunuşlarla günümüze uyarlanmış binalara meraklı iseniz Art Nouveau mahallesini gezmek de bir seçenek olabilir.
3. Taksi ya da otobüs gibi toplu taşıma aracı ile biraz şehrin dışına çıkıldığında ise villa tipi bahçeli evleri görmek mümkün. Bazı mahallelerdeki evler daha zengin dururken bazıları ise oldukça gelişmesi gereken ve bakım isteyen bir haldeler.
Özgürlük Anıtı "Milda"

Şehre hayran kalmak için kendinizi Özgürlük Anıtını "Milda" önüne atın ve otelinizin lobisinden alacağınız haritanız elinizde dolaşmaya başlayın. Opera binası, Ortadoks Katedrali, İşgal Müzesi, St. Peter kilisesi ve daha nicesi.
Heryer yemyeşil, tavsiyem eski şehri dolaşırken ara ara da kendinizi şehrin tam göbeğinde bulunan parkalara atmanız. Daha geçen ay gittim yani Mayıs 13 civarıydı ve hava durumu 5 derecelere kadar düşüyordu akşamları. Gündüzler ise ortalama 10-15 derece civarı. Istanbul'un Mayıs'ına aldanıp da giderseniz donarsınız söyleyeyim. Ben atkı, bere, mont, bot ne var ne yok iyki götürmüşüm.


Riga'daki mazaraya birde tepeden hakim olayım, ne var ne yok diyorsanız Radisson otelinin 26. katında bulunan bara çıkabilirsiniz. Mekan kapalı olduğu için biz birşeyler içmek yerine fotoğraf çekip ayrıldık. O kadar yüksek olmasada yine iyi bir manzara yakalabileceğiniz Galeria adlı alışveriş merkezinin 7. katında açık hava terası bulunan cafe'de aperatifinizi alıp, manzaranında tadını çıkarabilirisniz. Güneşi batırabilirsiniz diyemiyorum çünkü gün 21:30'dan önce kararmıyor. Hatta zifiri karanlığı sadece akşam 23:00 civarı gördük desem yalan söylemiş olmam. Bu arada havada sabaha karşı 4:20 civarı aydınlanıyor. Benim gibi gün ışığı hayranı biri için birebir ama makul bir saatte gün batımını izlemeyi de özlemedim değil orda bulunduğum zaman içinde.
Her yer park



Biz Daugava nehrinin hemen kıyısında Radisson otelde kaldık, hem old town'a çok yakın hem de manzara çok güzel. Özellikle açık büfe kahvaltısı yemeğe doyamayacağınız cinsten. Old town tarafında da çok fazla otel var ama biraz eli yüzü düzgün olsun, odaların içi de rahat nefes alacak kadar geniş olsun diyorsanız fiyatlar yükseldikçe yükseliyor. Gecesi 1500 dolara bile otel odası var.

Esfane haline gelmiş bir sözüde söylemeden geçemeyeceğim. Letonya'nın kızlarının güzelliği dillere destan derlermiş, biz eşimle o destansı güzelliklerden oldukça nadir gördük, gerçi beyaz ten ve sarı saçlı olmaları kesinlikle iç açıcı.
Rengarenk Salyongozlar Heryerde

Yapmadan dönmeyin diyeceğim şeyler:
Bol bol bira için, özellikle draft biraları çok lezzetli.



3 nazi adlı şef restaurant'ında yemek yiyin.

Operaya bilet alın ve opera binasına girdiğinizde havasını bol bol içine çekin.
Daugava nehri kenarında yürüyüş yapın hatta vaktiniz olursa tekne ile nehir gezisine çıkın.

Riga sizi 3-4 gün ağarlamak için oldukça keyifli bir şehir. Yolunuz düşerse diye gördüklerim cep rehberiniz olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...