Etiketler

13 Haziran 2012 Çarşamba

Bodrum

Yokuş başına geldiğinde  Bodrum'u göreceksin, 
Sanma ki sen  geldiğin gibi gideceksin.
Senden öncekilerde hep böylediler
Akıllarını Bodrum'da bırakıp gittiler...
                                               “Halikarnas Balıkçısı”

Bodrum; bir aşk, bir tutku benim için. Halikarnas Balıkçısı’nın 4 satırlık bu şiiri her şeyi en iyi şekilde anlatmayı başarıyor sanırım. 1982 yılından beri her yıl eksiksiz gittim desem yalan olmaz. Belki batıl inanç diyecekseniz ama gitmezsem sanki hayatımda bir şeyler tersine gidecek gibi bir hissiyat oluyor içimde. Yıl içinde yaz, kış, sonbahar, ilkbahar ayırt etmeden kendimi Bodrum’un mavi beyazına bırakıyorum.  Güvercinliği geçtikten sonra Bodrum merkeze inerken ki o manzara hala çocukluğumda ki kadar heyecanlandırıyor beni.
Aranızda artık Bodrum eskisi gibi değil diye düşünenler olabilir. İlişkinizdeki aşkı düşünün zaman içinde bazı şeyler monotonlaşıyor, üzerinize yorgunluk çöküyor, ufak tartışmalar yaşıyorsunuz ama gerçekten seviyorsanız karşınızdaki kişiyi hiçbir koşul sizi yolunuzdan çeviremiyor, Bodrum’da benim için öyle bir sevda  işte.  
Bazen trafiğine, kalabalığına, sıcağına söyleniyorum özellikle bayram seyran gibi özel zamanlarda gittiysem; ama ne dersem diyeyim ayrılırken hep aynı hüzün içinde veda ediyorum. Tabi ki tekrar görüşmek üzere!
Hakkında bu kadar çok şarkı, şiir yazılan, aşkı, hüznü, mutluluğu, geceyi ve gündüzü bu kadar iyi tasvir eden başka bir yer var mı bilmiyorum Türkiye’de.
Bodrum’a ulaşım ister hava ister kara yolundan yapılabilir. Kara yolu eskisi gibi uzun sürmüyor, 9 saat civarında varabiliyorsunuz. Istanbul’dan ucuş ise hem Atatürk hem de Sabiha Gökçen Havalimanından mevcut.
Yıllardır her koyunda ayrı bir zevk yaşadığım Bodrum’un koylarını, konaklama, plaj ve restaurantlarını anlatmaya nerden başlasam bilemedim ama genellikle kendi gittiğim ve sevdiğim yerleri sizlere önereceğim.

Bodrum Merkez:
Sünger Pizza; Bir aile işletmesi. Yıllardır lezzeti hiç bozulmayan, günün her vakti dolu olan bir durak. Denenmesi gereken yemeklerin başında ise incecik pizzaları, çökertme ve kievski geliyor. Fiyatlar oldukça hesaplı.

Marina Yatch Club: Üç restaurant’dan oluşuyor. Biri İtalyan Mutfağı ağırlıklı, diğeri ikinci katta bulunan ve şahane marina manzaralı Akdeniz Mutfağı ağırlıklı Roof Rest ve son olarak da yaz kış hizmet veren Club Rest. Yazın hafta içi ve hafta sonu olmak üzere canlı müzik performanslarını izlemek ve barın tadını çıkarmak için ideal. Ortam diğer Bodrum merkez yerlerine göre çok daha kaliteli.

Kocadon: Oldukça turistik ve güzel ambiyansa sahip bir restaurant. Loş ve mum ışığı eşliğinde yemek yemeği sevenlerin tercihi olabilir.

Illa balık yiycez dersenizde Gemi Başı’na uğrayın derim. Kendi balığınızı ve karideslerinizi taze taze seçip Asmalımescit tadında bir Bodrum gecesi yaşamak isterseniz de merkezde bulunan pişiriciler çarsısını ziyaret edebilirsiniz. Meze ve içkinizi restaurant’dan tedarik edebilirisiniz.

Adamik ve  Körfez: Gece yarısı bara gitmeden önce aperatif bir şeyler içmek için uygun. Mohito ve Sandoz tatmadan geri gelmeyin. Ayak üstü sohbet ederken bol bol tanıdığa rastlamak mümkün.

Küba Bar: Kendimi bildim bileli var. 3 sene önce popülaritesini yitirmeye başlamıştı ki, son 2 senedir eski havasına büründü ve yine kalabalık. Küba, Latin, Türkçe ve yabancı pop ağarlıklı müzüklerin Bodrum sokaklarına yayıldığını duymamak imkansız. Belirli bir saatten sonra içeriye giriş mümkün olmuyor. Gece yarısını geçirmeyin derim.

Fink: Gece 00:00’dan sonra Bodrum’un kalbi burada atıyor. Hem Türkçe hem yabancı müzik sevenler için ideal. Bardaki kırmızı aydınlatma oldukça ilgi çekiyor. Ararken kolay bulabilirsinizJ

Halikarnas: 10 yıl olmuştur gitmeyeli ama turist arkadaşlarınızla giderseniz seksi showlar ve köpük partileri hala revaçta.

Karadeniz Pastanesi: Buraya mutlaka gidin. Neler yemeniz gerektiğini tek tek yazamıyorum çünkü içeri girdiğinizde inanın bana her şeyin tadına bakmak isteyeceksiniz.

Penguen Pastanesi: Bal Kaymak dondurmasını tatmanızı öneririm. Dolunay olduğu gecelerde sahilde çakıl taşlarının üzerinde bir şeyler atıştırıp şahane Bodrum kale manzarasına aşık olup yüreğinizi orda bırakacağınıza eminim.

Casita Mantı: Bodrum’dan Torbaya giderken ana yol üzerinde sağda kalıyor. Manzara her şeye değer. Feraye mantı &  çökertmesi meşhur.

Bardakçı:
Otel & Plaj: Voyage Hotelden günlük bir giriş parası ödeyerek denize gitmek mümkün. Diğer yerlere nazaran denizi daha soğuk bir koydur. Mavi Hotel de farklı bir seçenek olabilir. Bardakçının en keyifli tarafı sıcakta minübüse binmeden Bodrum’a takalarla olan ulaşımı. Bu koyda kalıyorsanız özellikle hava kararınca bu ulaşım yolunu tercih edin. Ay ışığı eşliğinde taka’nın pata pata sesi ve hafif ılık rüzgar sizlere farklı bir Bodrum havası estirecektir.

Gümbet: 
Bodrum merkeze 2 km. Merkezden dolmuşla gitmeniz yaklaşık olarak 8 dk. Özellikle ingiliz turistlerin uğrak konaklama ve eğlence yeri. Gümbet’deki favori otelim Fuga.

Gümbet'le Bitez arasındaki yol üstünde Kırçiçeği Rest: Kuşbaşı etli lahmacunu ve pideleri harika. Sıcakta nasıl yenir demeyin, içeriğe girdiğinizde boş masa bulmakta zorlanabilirsiniz.

Bitez:
Merkeze 8 km. Gümbet’den hemen bir sonraki koy. Denizi birden derinleşmediğinden çocuklu aileler için uygun bir tercih olabilir. Bitez’deki en keyifli yer Sarnıç Beach. Sarnıç’ın naneli ev limonatası, yaprak dolması hımmm olsa da yesek tadında. Konaklamak için Bitez sahili boyunca uzanan butik oteller arasından tercih yapabilirisiniz. Rüzgarı bol bir yerdir Surf yapanların ilk tercihi olabilir. Aktur sitesinde den ise siteye giriş yapıp Mavi Plaj (yaş aralığı 30-60), ya da Beyaz Beach'e (yaş aralığı 20-40)gidebilirsiniz. Beyaz beach müzik volumumum biraz daha yüksek olduğu bir mekan. Bitez demişken köyün içinden geçerken Bitez Dondurmacısını sakın pas geçmeyin. Daha önce hiç yemediğiniz tatlar mevcut. Mandalinalı ve konyaklı dondurma gibi.

Torba:
Her yıl aynı mısırcı, Bodrum’dakinin en iyisi. Konaklama için Torbahan Hotel ilk tercih olabilir. Iskelesi de oldukça keyifli. Akşamüstü bar tarafına geçip Sercan’in çaldığı müziklerle gününüzü daha da keyifli hale getirebilirisiniz. Aksam yemeği için canlı müzik tercih ederseniz yine Torbahan otelin rest. tavsiye edebilirim. Birde salaş ama meze ve balıkları ile ünlü Ali Gonca Rest var. Sanat Evi Torba’da en bilinen yer. Bol bol ünlü uğruyor.

Göltürkbükü: 
Gölköy:
Bodrum’a 17 km uzaklıkta.

Orkide Hotel: Otlu böreği en iyi yapan yer. İskelesi var. Daha çok aileler için ideal.

Karianda: Aile yeri ama gençlerde takılıyor. Akşam üstü gelen midyeciden mutlaka midye yemek lazım. Gönül rahatlığı ile yiyebilirsiniz, pilavını evde annesi hazırlıyor.

Maritim: Daha çok gençlerin tercih ettiği, uygun fiyatlara güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. İşletme sahipleri çok cana yakın insanlar. Erken gidip iskelenin en önündeki  şezlonglarda keyifli vakit geçirebilirsiniz.

Kuum Otel: Gölköy’de diğer bahsettiğim yerlere göre ünlülerin takıldığı bir mekan. İskelede güneşlenmeyi sevenlerdenseniz rahat, üst üste oturmadan günün tadını çıkarabileceğiniz bir mekan.

Bianca/Havana Beach: Her yıl adı bir Bianca bir Havana olarak değişse de hala en iyi akşamüstü parti mekanı burası bence. Gölköy’e yakın bir koyda konaklıyorsanız arabanızı almadan da zodiak’lar ile buraya ulaşmak mümkün. Plaj olarakda cibinlikli yataklarında güneşlenmek oldukça keyifli.

Türkbükü:
Bodrum merkeze 20 km

Divan Palmira, Fidele, Maki, Maça Kızı & Casita Beach değişmeyen parti ve sosyete mekanları. Çoğunlukla tüm yaz boyunca tekneler demir attığı için deniz her daim aynı temizlikte olmuyor. Bunların içinde en güzel denize sahip koyun en sonunda kalan Maça Kızı. Rezervasyon yaptırmadan plajına bile giriş yapamayacağınızı unutmayın. Bu sene giriş 150 TL'imis. Fidele'nin iskelesi diğerlerine göre daha sakin ve huzurlu. Giriş ücreti 60 TL, bu para ile yiyip içmek serbest. Bu sene Casita'da restaurant'i plaja çevirmiş. Iskelede hem müzik hem mantı & çökertme keyfi bir arada. Feraya bircoğumuz için eminimki vazgeçilmez tat.

Hoca’nin Yerinde mantı, otlu börek ya da çiğ börek yemeden dönmek olmaz.

Aksam için Miam Balık restaurant güzel bir seçenek.

Ship Ahoy: 1986 yılında kurulan eski bir işletme. Manası Denizci Selamı. Iskelesinde yemek yedikten sonra bar tarafına geçip eğlencenin tadını çıkarın. Şiste kalamarı çok lezzetli. Yılladır genç, orta yaşlı demeden herkesin takıldığı ve Bodrum’a giden herkesin en az 1 kere olsun uğradığı ve sonrasında da müdavimi olduğu bir mekan. Bir Denizci Selamı vermeye gidin derim. Illa yemek yemek şart değil.

Gündoğan:
Bodrum merkeze 25 km.
Sahil boyunca birçok otel ve iskele seçeneği var. Denizi ılıman ve okullar açılmadan ya da kapanmadan giderseniz tadına varabileceğiniz bir yer. Okullar tatil olduğunda çoluk çocuk iskeleler oldukça kalabalık oluyor. Burada da ilk tercih Hotel Costa Farilya.
Rest: Terzi Mustafa, Reana

Yalıkavak:
Marina’sı gerçekten güzel.. Birçok café ve bilindik mağazaya ulaşmanız mümkün.
Yalıkavağa kadar gidip balık yemeden dönmek olmaz. Çimen tepe, Hasan’in Yeri ve Sait’in Yeri yıllardır bilindik mekanlar. Aquarium'da diğer balıkçılara nazaran daha şık bir yer.

Plaj için ise ilk tercihim Xuma. Denizi, iskelesi, hoş ortamı her gidişimde bir kere olsun uğramama sebep. Öğlen yemek servisi biraz sıkıntılı ama yine de keyifli bir yer.

Dodo beach: Haftasonu beach partilere katılmak isterseniz, Doda’da çoşabilirsiniz. Perküsyon eşiliğindeki müzikler herkesin kanını kaynatacak cinsten.

Gümüşlük:
Denize girmek için çok da uygun olduğunu düşünmüyorum açıkçası ama akşam balık yemek için mutlaka denenmeli. Mimoza ve Karafaki 3 restaurant ilk tercihiniz olmalı. Manzaraya karşı kadeh kaldırırken beni de unutmayın. Karafaki rest sahibi Erhan usta’ya da benden selam söylemeyi ihmal etmeyin. Tavşan adasını ziyaret etmek isterseniz denizden yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Limon Cafe: Güneşi batırmak için en güzel yer. Birbirinden güzel kokteylleri var. Tepede bulunduğundan denize girme imkanı yok. Serpme kahvaltısıda denenebilir.

Ortakent Yahşi:
 Bodrum merkeze 12 km. Aspava pansiyon. Denizi soğuk ve taşlık. Lahmacun’u tadımlık.
Palavra Balık: Denizin üzerinde tahta masalarda harika bir balık söleni. Hava kararınca denize bıraktıkları mumlar oldukça romatik bir hava estiriyor.

Yalıçiflik:
Sea Garden otel konaklamak için oldukça ideal ama illa günü birlik gideceğim ve açık denizin mavi ve yeşile boyanmış, insana ayrı bir haz veren sularında yüzmek istiyor iseniz mutlaka burayı ziyaret edin. Tercihiniz otel değil de daha salaş bir beach ve rest olursa  Hasan’in Yer’ide ideal olabilir.

Turgut Reis:
Denizi kayalık olduğundan benim çok tercihim olmuyor açıkçası ama Fener Rest’da yemek yiyin mutlaka. Birde çok Avrupai bir marina yapıldı. İnanın bana yurtdışındaki marinalara taş çıkaracak cinsten.

Akyarlar:
Kos adasının Türkiye’ye en yakın olduğu yerdir. Geceleri her iki taraf içinde manzara ışıl ışıldır. Bizim eve oldukça uzak olduğundan çok sık gittiğim bir yer değil. Aslında uzak derken Bodrum’da en uzak mesafe araba ile yarım saat ama sıcağı hesaba katarsanız gerçekten gözünüzde büyüyor. Bilenlerin tavsiyelerine açığız.

Karaincir:
Akyarlar ile benzer bir yorum

Teknemiz var nereye gidelim derseniz de Cennet Koyunu tek geçerim. Adı gibi Cennet gerçekten de. Buarada aklıma gelmişken teknesiz de bu güzel koyun tadını çıkarabilirsiniz. Genelde Türklerin henüz keşfetmediği dağ yolunun arasından ulaşım sağlanan gizli cennet Hotel Atami. Oldukça sessiz, huzurlu ve Fransız turistlerle bir arada bir gün ya da tatil geçirmek isterseniz araştırmasını yapmanızı tavsiye ederim. (duyduğuma göre Cennet koyunda bir yerler satılmış, umarım buraya dokunmamışlardır)

Tuzla:
Bodrum’dan havaalanına giderken solda kalıyor. Tuzla tabelasını gördüğünüzde sola sapın. Özellikle jumbo karidesleri ve güveçte patlıcanı çok leziz.

Alışveriş yapmadan dönmem derseniz de Oasis alışveriş merkezi, Bodrum çarşı, Yalıkavak ve Turgut Reis marina tercihler arasında yer alabilir.

Bodrum’da evimiz olduğundan elimden geldiğince butik otel, otel ve pansiyon önermeye çalıştım ama yazının geneline bakıldığında yine beni yansıtan yeme içme üzerine bir yazı çıktı ortaya. Hala Bodrum’a gitmemiş olanlar varsa aranızda tavsiyelerimi de yanınıza alıp yaz tatilin tadını çıkarın. Hatta o yokuşu inerken benden de selam eğleyin mavi beyaz cennetime…


 

 


2 yorum:

  1. Defalarca Bodrum'a gitmis olmama ragmen ya merak etmedigimden ya da vizyonsuzlugum yuzunden gozden kacirdigim bir kac sempatik detayi bu yazida yakaladim hatta su anda Bodrum'da olmak istedim,basarili bir blog'un ilk adimi okuyan kisiyi o konunun havasina sokmaktir,bunu basardiniz tebrik ederim.Belagati kuvvetli ve Turkce'si duzgun yazilarinizi okumaya devam edecegim.

    YanıtlaSil
  2. Nazik yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bloguma bir takipci daha eklemis olmak beni mutlu etti. Umarım ilk Bodrum seyahatinizde önerdiğim yerleri deneme fırsatı bulursunuz. Daha keşfedilecek çok şey var:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...