Etiketler

29 Mart 2016 Salı

Başköşe Kebap, Nişantaşı




Klasik kebapçı ve ocakbaşı muabbetine alternatif bir mekan arıyorsanız ama illa lezziz kebapsız da olmaz diye ısrarcıysanız Başköşe Nişantaşı sizler için doğru adres. Yeri eski Köşebaşı, havası semte uygun brasserie tadında. Sigaramın dumanı olmadan rakımı içmem diyenlerdenseniz dışarda 5-6 masası var önceden rezervasyon yapın.

Geçen hafta Cuma günü gittiğimiz bu mekandan oldukça memnun kaldık. Dışarda ısıtıcışarın altında lezziz meze ve kebapları tattık. Çiğ köfte, yoğurtlu patlıcan, gavurdağı salatası ve pastırmalı sıcak humus bizim için kebapcının olmazsa olmazları. Hepsi ağzınıza layık. Ara sıcak fındık lahmacun ve pide de tam mide bastırmalık. Ana yemek olarak döner, şaşlık ve terbiyeli şiş önerdiler. Biz terbiyeli şisten yana kullandık oyumuzu. Lokum gibi yumuşacıktı, yanılmadık.

Rakıyı bir koca şişe getiriyorlar. Ne içersen onu ödüyorsun. Bi küçük mü içtin şişeden, o yazıyor hesapta bir iki bardak geçtinmi ona göre bir skalada ekliyorlar hesaba. Öyle karafa az koydu koymadı muabbeti yok yani. Belki tek riski şişe yanınızdayken biri iki kadeh fazla kaçabiliriyor, o da işin keyfi.

Tatlı olarak dondurmalı irmik diye tutturdu kocam dedim her yerde var, aklım öyle bir künefede kaldıki sormayın ama kalori olur diye orda dur dedim kendime. Kiremitte özel olarak bekleterek hazırladıkları çıtır kabak tatlısını garsonumuz ikram olarak getirdi. İddia ediyorum sırf bunu yemek için bile gidebilirsiniz.

Fiyatlara gelince nişantaşının göbeğinde bir kebapçı için makul. Yukarda saydığım bukadar yemeğe ve içkiye Turkcell Platinum ile rezervasyon yaptırdığımız için %20’lik de bir indirim alarak 180 TL ödedik. Şimdiden afiyet olsun.


*resimler internetten alınmıştır.
Adres: Bronz Sokak, No:5 Maçka

4 Mart 2016 Cuma

Şaşkın Balık, Efka'nın Yeri





Gectiğimiz Cuma günü Bağdat Caddesi Şakınbakkal’da açılmış olan Şaşkın Balık Efka’nın yerine gittik.

Garsonlara adresi sorunca Anatolia hastanesinin tam tersini tarif ediyorlar ama ben size en kestirme yolu söyleyeyim. Bağdat Caddesi Marks&Spencer’ın sokağından yukarı doğru yürüyün solda girilmez tek bir sokak var, kafanızı uzatın şöyle sokaktan içeri ,işte tam da orada Efka’nın yeri.

Beni oldukça şaşırtan bu mekan, yazının devamında neden böyle dediğimi daha iyi anlayacaksınız, Yunan tavernası tadında döşenmiş, yeni bir binanın hemen altında şık bir mahalle balıkçısı tadında. Arka balkon tarafında sigarada içilebiliyor.

Klasik bir meze dolabı mevcut. Ayvalık mezeleri bu ara çok meşhur biliyorsunuz nereye gitseniz bir Ayvalık Cunda mutfağı hakim balıkçılarda, ki ben budan hiç şikayetçi değilim gerçekten bu lezziz yemekleri başarı ile ayağınıza getirebilen balıkçılar var.
Asıl soru Efka bunlardan biri mi?

Yüzde yüz evet dersem Bağdat Caddesindeki diğer balıkçılara haksızlık etmiş olurum. Mezeler taze, lezzetleri yerinde ama ara sıcalardan ahtapot bacağı pek de olmuş diyemem. İki parça geldi biri şahane diğeri neredeyse pişmemiş, aynı durum şisteki hamsi içinde geçerli sunumu falan şık ama çok da lezziz durumda değil şiştekilerden bir  tanesi. Bize mi denk geldi diyeceğim mekan kalabalıktı ama birkaç şeyi geri yollayan masaların olduğu gözümden kaçmadı.

Yemekler neyse de asıl gelelim fiyata. 1 patlıcan mezesi, 1 tabuli salatası, 1 roka salatası, 1 porsiyon ızgara ahtapot, 1 porsiyon şiste hamsi ve ½ rakı. Sıkı durun söylüyorum hesap 250 TL. Gerçekten Şaşkın Balık burasır. Daha önceki yazılarıma bakarsanız eğer, hiçbir mekan için bunu yazdığımı göremezsiniz. İlk defa beni şaşırtan bir hesapla karşı karşıya kaldık. Caddedeki birçok balıkçıya eşimin aile şirketi zeytinyağ dağıttığından hepsi bize kıyak geçiyor değil ya. İnanın bana Misina’da bile yemeğe bu  hesap gelmez. Farz et geldi sonuna kadar değer dersin çünkü yediğiniz herşey çok lezzizdir.

Mekanın işletmecileri yazıma denk gelirde okur ise müşteriye tek seferlik bakmamalarını tavsiye ederim. Bağdat Caddesine rakip dahi olamayacakları çok iyi balıkçılar var, hele Ayvalık mutfağını sunan Misina ve Moshonis İsmail Chef benim favorilerim. Böyle giderse çok da uzun soluklu olamayabilirler.

3 Mart 2016 Perşembe

Qarip Restaurant, Garipçe Sarıyer




3. köprü inşaatının ardından adından daha da sık sözünü ettirmeye Poyrazköy’ün tam karşısında bulunan Garipçe’den bahsedeceğim biraz sizlere. Sarıyer Rumeli Kavağı yolundan giderken Koç Üniveritesi Kampüsünü geçince 15 dk sonra kendinizi Garipçe’de bulacaksınız. Karadenizin tam dibinde, temiz havanın tavan yaptığı oldukça ufak bir köy Garipçe. Haftasonu gitmeyi tercih ederseniz erkenden yollara düşüp kahvaltıya gidin derim. Erkenden yollara düşün çünkü hem popüler oldu, hem de otopark alanı oldukça kısıtlı. Ben en son 2010 yılında gitmiştim, çok fazla değişiklik var diyemem, sadece restaurant ve organik ya da taze yiyecek satan tezgahların sayısı fazlalaşmıs. Bu aralar bu organik ya da taze yiyecek  yemek en moda biliyorsunuz. Herkeste bir organik yeme çabası, Türkiye’nin ucra köşelerinden otlar getirtmeler, her yemeğinde salatasının sosuna kadar organik olsun diye ısrar eden çok fazla kişi var.

Amma söylendin ne satıyor bu tezaglar diyorsanız tarhana, salça, turşu, mısır ekmeği, nohut, kuru fasulye,bakla  vb bakliyatlar, bal, ev yapımı reçel gibi birçok şey var tezgahlarda. İlgilenenlerin  tüm yıllık alişverişini yapacak kadar çok diyebilirim. Organik olmasalarda bizim marketlerden aldıklarımızdan daha tazedirler düşüncesindeyim.

Restaurant’lara gelince ben bir Aydın Restaurant’ı biliyorken bu sefer köşedeki turşu satan teyzenin önerisi ile Qarip Restaurant’a gittik. Oldukça memnun kaldık. Yemekler çok lezettli idi. Balıklar Karadenizin dibinde olmamızdan dolayı son derece taze idiler. Önce tavsiye üzerine balık çorbası içtik, ardından ızgara sarıkanat yedik, ortaya salata ve mısır ekmeği, üzerine de o kadar yol gelmişken tahinli kabak tatlısının da tadına baktık. Kabak tatlısı sevmeyen beni bile yedirdi diyebilirim. Minik kızımızın da balık çorbası ile birlikte toplam hesap alkolsuz kola ve su dahil 135 TL. Avrupa ve Anadolu yakasındaki balıkçılardan ucuz ama bir köye göre yüksek diyebilirsiniz. Haklısınız da ama herşey gerçekten taze. Hele mısır ekmeği şahane.  Yolunuz kışın düşerse mutlaka yukarda oturun,hem manzara şahane hem de sıcacık sobanın üzerinde çıtırdayan kestaneler ikram.

Ahh o hava, şehirde yaşayan her bireyin hasret kaldığı en önemli şey sanırım. İşte Garipçe bunun için kral bir yer. Mis gibi Karadeniz havasını içinize doya doya çekin. Yetmez arabanıza binmeden bir daha çekin. Evinize döndüğünüzde bolca ihtiyacınız olacak.
Mekanın web sitesi: http://qarip.com.tr



Herkese sağlıklı bol gezmeli bir hafta sonu dileklerimle.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...